08 Ocak 2007
Yapımcılar, Show TV ile anlaştı. Dizi, Kurtlar Vadisi Güneydoğu adıyla ekrana gelecek. Kurtlar Vadisi, eski ekibi ile birlikte 15 bölüm yayınlanacak. Yapım şirketi Pana Film'in ortakları ve dizinin senaristleri Raci Şaşmaz ile Bahadır Özener, Show TV Genel Müdürü Saner Ayar'la görüştü. İki taraf dizinin yeni bölümlerinin 'Kurtlar Vadisi Güneydoğu' adıyla çekilmesi konusunda prensip anlaşmasına vardı. Dizinin kahramanı Polat Alemdar, yeni dönem Kurtlar Vadisi'nde Güneydoğu'daki 'dış mihrak'lar ve onların 'Türkiye'deki işbirlikçileri' ile çarpışacak. Pana Film'in dizi için alacağı ücret konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı. Show TV Genel Müdürü Saner, dizinin performansına göre fiyat konusunda anlaşma imzalayacaklarını söyledi.
04 Ocak 2007
Kurtlar Vadisi Terör - Yeni Bölüm İpuçları
"Kurtlar Vadisi-Terör"ün Show TV ekranlarına dönecek olması hayranlarını sevindirdi. Efsane dizi ile ilgili izleyicilerin en çok merak ettiği konu ise yeni bölümlerin içeriği.
İşte yapımcılığını Pana Film'in üstlendiği dizinin yeni bölümleriyle ilgili merak edilen sorular ve cevaplar:
Kurtlar Vadisi isminin sonuna neden 'Terör' ifadesi eklendi?
Kurtlar Vadisi bugüne kadar devlet-mafya ekseninde gelişen olayları anlattı. Yeni bölümlerde ise kanayan bir başka yaraya parmak basılacak. Güneydoğu'da yaşanan terörist faaliyetler gerçek olaylarla anlatılacak.
YENİ AŞKI KİM OLACAK?
Önceki bölümlerde gerçek hayatla paralellik kuruluyordu, yeni bölümlerde de bunu görecek miyiz?
Türkiye, son 22 yılda 46 bin terör eylemine sahne oldu. Yaklaşık 5 milyon vatandaşımız terör nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Biz de bu bilgilerden yola çıkarak senaryoyu hazırlıyoruz.
Polat mafyayla hesaplaşmasını bitirdiğine göre bu dizide kimle savaşacak?
Polat bu kez Güneydoğu'da faal olan teröristlerle mücadele edecek. Süper kahraman olarak yine haksızlıkla savaşacak.
Dizide eski oyuncular yer alacak mı?
Diziyi sürekleyecek en önemli karakterler yine Halo, Aldülhey, Güllü ve Memati.
Avukat Elif öldü, peki Polat'ın bu kez de bir sevgilisi olacak mı?
Evet. Hem de çok büyük bir aşk yaşayacak. Ama yine ıstırap dolu bir aşk hikayesi izleyeceğiz. Ancak Polat'ın büyük aşkının ismi şimdilik açıklanmayacak, çünkü sürpriz olacak.
İki yeni dizi daha geliyor
Pana Film'in iki yeni dizisi daha yeni yayın döneminde SHOW TV ekranlarında olacak. 'Ayrılık' isimli dizide Ermeni kızı Maria ile Türk genci Yunus'un aşkı anlatılacak. İzleyicileri güldürecek 'Hayat Kavgam' adlı dizide ise kadın-erkek ilişkilerine her iki tarafın da gözünden bakılacak.
İşte yapımcılığını Pana Film'in üstlendiği dizinin yeni bölümleriyle ilgili merak edilen sorular ve cevaplar:
Kurtlar Vadisi isminin sonuna neden 'Terör' ifadesi eklendi?
Kurtlar Vadisi bugüne kadar devlet-mafya ekseninde gelişen olayları anlattı. Yeni bölümlerde ise kanayan bir başka yaraya parmak basılacak. Güneydoğu'da yaşanan terörist faaliyetler gerçek olaylarla anlatılacak.
YENİ AŞKI KİM OLACAK?
Önceki bölümlerde gerçek hayatla paralellik kuruluyordu, yeni bölümlerde de bunu görecek miyiz?
Türkiye, son 22 yılda 46 bin terör eylemine sahne oldu. Yaklaşık 5 milyon vatandaşımız terör nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Biz de bu bilgilerden yola çıkarak senaryoyu hazırlıyoruz.
Polat mafyayla hesaplaşmasını bitirdiğine göre bu dizide kimle savaşacak?
Polat bu kez Güneydoğu'da faal olan teröristlerle mücadele edecek. Süper kahraman olarak yine haksızlıkla savaşacak.
Dizide eski oyuncular yer alacak mı?
Diziyi sürekleyecek en önemli karakterler yine Halo, Aldülhey, Güllü ve Memati.
Avukat Elif öldü, peki Polat'ın bu kez de bir sevgilisi olacak mı?
Evet. Hem de çok büyük bir aşk yaşayacak. Ama yine ıstırap dolu bir aşk hikayesi izleyeceğiz. Ancak Polat'ın büyük aşkının ismi şimdilik açıklanmayacak, çünkü sürpriz olacak.
İki yeni dizi daha geliyor
Pana Film'in iki yeni dizisi daha yeni yayın döneminde SHOW TV ekranlarında olacak. 'Ayrılık' isimli dizide Ermeni kızı Maria ile Türk genci Yunus'un aşkı anlatılacak. İzleyicileri güldürecek 'Hayat Kavgam' adlı dizide ise kadın-erkek ilişkilerine her iki tarafın da gözünden bakılacak.
Kurtlar Vadisi Terör - Yüksel Aytuğ
Haftalar önce bu sütunlardan duyurmuştum. Kurtlar Vadisi'nin kahramanlarının ekrana döneceğini ve bu kez Güneydoğu sorununa el atacağını... Hatta yapımcı Pana Film ile ihaleye giren (!) Show TV ve Kanal D'nin tekliflerinin bölüm başına 1-1,5 milyon dolar eşiğinde sürdüğünü de yazmıştım. Sonunda ihale Show TV'de kaldı. Zira kanalın genel müdürü Saner Ayar son görüşmemizde, "Bu dizinin yeniden Show TV'de yayınlanmasını benim kadar kimse isteyemez" demişti. Ayar, sonunda muradına erdi...
Dizinin senaristi Bahadır Özdener ise önceki akşam Show TV Ana Haber bülteninde Defne Samyeli'nin sorularını yanıtlarken, Kurtlar Vadisi-Terör adıyla yayınlanacak dizinin kendileri için bir vicdan borcu olduğundan söz etti. Özdener, yabancı güçlerin Güneydoğu üzerinden Türkiye'de çevirdiği dolapları deşifre edeceklerini belirterek, "Bu ülkenin başına kimler çorap örüyorsa, Polat'ın yeni hedefi onlar olacak" dedi. Özdener, Güneydoğu'daki terör sorununu çözmek için bugüne dek devlet kasasından 7 GAP projesi gerçekleştirecek, 30 bin kilometrelik otoban yapacak ya da 350 Boğaziçi Köprüsü dikecek kadar para çıktığını da hatırlattı. Ünlü senarist, önlerinde mayınlı bir yol olduğunu ama bu yola çıkmaya gönüllü olduklarını da belirtti. Görünen o ki, Polat yine durumdan vazife çıkartacak ve kimseden emir almadan, devlet güçlerini bu işe bulaştırmadan, tıpkı Kurtlar Vadisi: Irak filminde olduğu gibi "kendi yöntemlerini" kullanarak, Güneydoğu'daki terörü tuş edecek. (!) Tabii bu kez "milli amaçlar uğruna" icraatta bulunacağı için, kopardığı kafaların hesabı da sorulmayacak!..
Peki Polat'ın bu kez aşkı kim olacak? İşte bana göre zurnanın "zırt" dediği yer orası... Zira ilk dizideki aşkı Elif (Özgü Namal) ölmüştü. Polat'ın eski sevgilisi şimdilerde "taşıyıcı anne" olarak yeniden vücuda geldi. Kurtlar Vadisi: Irak filminde gönlünü kaptırdığı Arap kızı Leyla da (Bergüzar Korel) ölmüş ve ardından kendini namus tartışmalarının içinde bulan fedakâr anne olarak ete kemiğe bürünmüştü. Görünen o ki, Polat'a sevgili olmak, kadınların ömrünü kısaltıyor. Bakalım bu işe gönüllü biri çıkacak mı?.. (Siz öyle dediğime bakmayın, Polat'a dokunan kadın ihya oluyor. Vadi'nin bir ucundan giren kadın, öte taraftan şan şöhret içinde ışıldayarak çıkıyor.) Bu arada Pana Film'in Kurtlar Vadisi- Terör dışında Ayrılık adıyla ASALA terörünü fon alan bir drama ve Hayat Kavgam adında bir güldürü dizisiyle de ekran atağını sürdüreceğini haber vereyim.
Yüksel Aytuğ SABAH
Dizinin senaristi Bahadır Özdener ise önceki akşam Show TV Ana Haber bülteninde Defne Samyeli'nin sorularını yanıtlarken, Kurtlar Vadisi-Terör adıyla yayınlanacak dizinin kendileri için bir vicdan borcu olduğundan söz etti. Özdener, yabancı güçlerin Güneydoğu üzerinden Türkiye'de çevirdiği dolapları deşifre edeceklerini belirterek, "Bu ülkenin başına kimler çorap örüyorsa, Polat'ın yeni hedefi onlar olacak" dedi. Özdener, Güneydoğu'daki terör sorununu çözmek için bugüne dek devlet kasasından 7 GAP projesi gerçekleştirecek, 30 bin kilometrelik otoban yapacak ya da 350 Boğaziçi Köprüsü dikecek kadar para çıktığını da hatırlattı. Ünlü senarist, önlerinde mayınlı bir yol olduğunu ama bu yola çıkmaya gönüllü olduklarını da belirtti. Görünen o ki, Polat yine durumdan vazife çıkartacak ve kimseden emir almadan, devlet güçlerini bu işe bulaştırmadan, tıpkı Kurtlar Vadisi: Irak filminde olduğu gibi "kendi yöntemlerini" kullanarak, Güneydoğu'daki terörü tuş edecek. (!) Tabii bu kez "milli amaçlar uğruna" icraatta bulunacağı için, kopardığı kafaların hesabı da sorulmayacak!..
Peki Polat'ın bu kez aşkı kim olacak? İşte bana göre zurnanın "zırt" dediği yer orası... Zira ilk dizideki aşkı Elif (Özgü Namal) ölmüştü. Polat'ın eski sevgilisi şimdilerde "taşıyıcı anne" olarak yeniden vücuda geldi. Kurtlar Vadisi: Irak filminde gönlünü kaptırdığı Arap kızı Leyla da (Bergüzar Korel) ölmüş ve ardından kendini namus tartışmalarının içinde bulan fedakâr anne olarak ete kemiğe bürünmüştü. Görünen o ki, Polat'a sevgili olmak, kadınların ömrünü kısaltıyor. Bakalım bu işe gönüllü biri çıkacak mı?.. (Siz öyle dediğime bakmayın, Polat'a dokunan kadın ihya oluyor. Vadi'nin bir ucundan giren kadın, öte taraftan şan şöhret içinde ışıldayarak çıkıyor.) Bu arada Pana Film'in Kurtlar Vadisi- Terör dışında Ayrılık adıyla ASALA terörünü fon alan bir drama ve Hayat Kavgam adında bir güldürü dizisiyle de ekran atağını sürdüreceğini haber vereyim.
Yüksel Aytuğ SABAH
Show TV - Bahadır Özdener Röportajı
Defne Samyeli:Hayırlı uğurlu olsun efendim.
Bahadır Özdener:Teşekkür ederim.
Defne Samyeli:Şimdi bizim alıştığımız Kurtlar Vadisi yani Show Tv izleyicisi ile buluşan,fanatikleri olan Kurtlar Vadisi hep devlet mafya çatışması ekseninde dönüyordu.İçinde derin devlet motifleri vardı.Bundan anladığımız kadarıyla Güneydoğu olunca Güneydoğu bir terör ekseninde olacak herhalde yeni dizi...
Bahadır Özdener:Bu sefer aynayı güneydoğuya terör konusuna döndürmüş olacağız.Bu bizim daha önce 4 sene boyunca tuttuğumuz ayna vasıtasıyla devlet mafya ilişkileri,devletin içindeki mekanizmalar,suç dünyası bir devlet görevlisinin gözüyle anlatılmıştı.Polat Alemdar’ın gözüyle anlatılmılştı.Bu sefer daha acılı daha kanayan bir yaranın içerisine doğru aynayı tutma kararı aldık.Burada da terörü işleyeceğiz.Terör konusu Türkiye’nin çok acılı bir konusu...Hepimizin yürekten hissettiği bu acıları yaşadığımız konu.Açıkçası buna kayıtsız kalamadık.Ne kadar zaman başımızı diğer taraflara çevirsekte başka hikayeler kursakta bu konu her karşımıza çıktığında haberlerde her gördüğümüzde,gazetelerde her yer aldığında yüreğimizi derinden sızlattı.Çok araştırmalar yaptık.Hem bölgede hem kitaplar vasıtasıyla hem araştırmalar vasıtasıyla çok ilginç rakamlara ulaştık.İnsan ne kadar da dışardan içeriye girse de o tabloyu bütün çarpıcılığıyla göremiyor.
Defne Samyeli:Gerçek hikayelere yer verecek misiniz?
Bahadır Özdener:Muhakkak ki Kurtlar Vadisi yeni bir konseptte olsa da bambaşka bir dünyayı terörle Türkiye’nin pençeleştiği mücadele ettiği bir dünyayı anlatsa da eski Kurtlar Vadisi gibi gerçek donelerin harman edildiği bir vadiyi izleyenlerimize sunmaya çalışacağız.
Defne Samyeli:Yani Kurtlar Vadisi Güneydoğu’da o zaman,hemen bir fikir yürütelim.Siz bize ne kadar ipucu verirsiniz bilemiyorum ama sizin kahramanlarınız arasında mutlaka asker olacak.Korucular olacak.Bölge halkı olacak.Kürtler olacak anladığım kadarıyla...Bu işlerin içine girerken gerçek olaylardan da mutlaka faydalanacaksınız done olarak.Hiç ürkmüyor musunuz?
Bahadır Özdener:Bundan ürkerek bir yere varamayacağımızı gördük,farkettik.Bu sadece güvenlik güçlerinin bir başına orada o dağlarda o şehirlerde yapayalnız bırakılarak elde edildiği bir başarı bir mücadele olmadığını düşündük.Şöyle ki bütün dünyada bunun örnekleri var.Bir millet olarak topyekun bizim kanımızı emen bu terörle mücadele etmek zorundayız.
Defne Samyeli:Siz bu anlamda kendinizi bir misyon sahibi olarak mı görüyorsunuz?
Bahadır Özdener:Biz 30’lu yaşlarındaki gençler olarak misyon değil ama sorumluluk sahibi olarak hissediyoruz kendimizi...Hepimizin yaşları aşağı yukarı bu seviyede,hepimiz bu ülkenin okullarında,bu ülkenin bize sunduğu imkanlarla büyüdük.Bir parça Kurtlar Vadisi Terör’ü,Kurtlar Vadisi Güneydoğu’yu bu borcu ödemek vasıtası olarak görüyoruz.Tıpkı diğer hazırladığımız dramalar gibi ama Kurtlar Vadisi bu anlamda çok önemli!Müsadee ederseniz 2-3 rakamla bu tabloyu çok net bir şekilde ortaya...
Defne Samyeli:Terörle ilgili mi?
Bahadır Özdener:Terörle ilgili rakamlarla nasıl bir sorumluluğun altına girdiğimiz çok net!!
Defne Samyeli:Bu rakamlar aslında konuşulmadık rakamlar değil,herkes biliyor kaç senedir teröre ne kadar kurban verdiğimizi..Benim merak ettiğim asıl ilgi duyduğum konu sizin bu anlamda 30’lu yaşlarını süren bir genç olarak kendinizi sorumluluk sahibi olarak adledip bunu kamuoyuyla paylaşıp,topyekun bir mücadele haline çevirmeye karar vermiş olmanız.Bu anlamda soracağım soru da mesela bu diziyi izleyen seyirciden beklentiniz ne topyekun terörle mücadele de izliyorlar konuyu daha iyi anlıyorlar,etkileniyorlar daha derinden yaralanıyorlar.Mesela burada kötü adam kim olacak?
Bahadır Özdener:Bizim seyircimizle harika bir empatik bağımız var.Bizim izleyicimiz 1.bölümünden son bölümüne kadar hatta akabinde bambaşka bir konsepti anlattığımız filme gösterdiği teveccühüyle,çok derdimizi anlattığımız derdi çok iyi algıladı,çok iyi yorumladı ve iyimserleştirdi.Neticede bu bir televizyon draması,bizim izleyiciden beklediğimiz şey tabii ki bize bugüne kadar gösterdiklerleri teveccühü tekrar göstermeleri ve bu miktarlarda bu oranlarda bizi seyretmeleri.Fakat burada hepimizi yani bizi kitap okumaya sevkeden insiyatif neyse bizleri haber izlemeye iten sebepler neyse bizi araştırmaya iten sebepler nedenler neyse izleyicimizde aynı nedenlerle o empatik bağı kurarak,orada yaşanan acıları,orada dönen dolapları,oynanan oyunları uluslar arası güçlerin bizi kalkındırmamak ya da daha ilerilere götürmemek için kurduğu bu kanlı oyunları çok net görebilmesi.
Defne Samyeli:Uluslar arası güçler derken şimdi sizin Kurtlar Vadisi’ne dönelim.Orada İlluminati’ye yollar çıkıyordu ya..Anladığım kadarıyla burada da uluslar arası güçler,bölgenin dengesini bozmak için çaba harcayan dinamitler gündeme gelecek.Peki bunlarla ilgili kendinizi bir mayın tarlasının içinde yürüyormuş gibi hissetmeyecek misiniz?Ne kadar doneleri kullanıyorum deseniz de bu gibi tartışmalı konularda,hem de bütün Türkiye’nin konuşacağı bu konularda,çok çok iyi araştırma yapmış olmak hatta her satırı hassasiyetle yazmış olmak gerekiyor.
Bahadır Özdener:Evet haklısınız.Bu hassasiyeti göstereceğimizden emin olabilirsiniz.Seyircimiz de emin olabilir.Bu mayınlı bir arazi.Bu mayınlı bir toprak ama toprak bizim toprağımız.Mayınlı diye de buraya sırtımızı çeviremedik.Çevirmedik de mayınlı arazide de yürümenin bir yolu var ama bu dizide şunu anlatacağız.Bu mayınları kimler satıyor?Bu dizide şunları anlatacağız.Bu silahları kimler satıyor.Bu dizide şunları anlatacağız.Bu ülkenin başına örülen bu kaçıncı çorap ve eğer biz bu dramı kardeşlik bağları ile çözemediysek,bizlerin çocukları,bu ülkenin evlatları daha ne kadar acılar çekecek.Bizim hiç birimizin kız ya da erkek evladı yok.Hiç birimiz evli değiliz.Hiç birimizin askerlik çağına gelmiş yahut başında yeller esen delikanlılara kan olarak bağımız yok ama şu bağımız da var.Biz kendimizi onların yerine koyabiliyoruz.Çekilen sıkıntıları,harcanan milyarlarca dolarları,300 milyar dolara varan rakamlardan bahsediyoruz.Yani 7 tane gap demek bu,30.000 km otoban demek,5 milyon derslik okul demek,350 tane boğaziçi köprüsü demek.Bizim derdimizde o mayın satanlara,o silah satanlara,o evlatlarımızı toprağa gömenlere,harcadığımız para demek!!!Şimdi siz bana sorun.Biz sizin evladınız için,onun güzel bir geleceği için,bu yarada bir parçacık katkımız olsun mu?
Defne Samyeli:Ne güzel herkes bu düşünceyle yola çıksa keşke.Bu işleri buna göre yapsa.Orada önemli bir şey söylediniz.Kardeşlik bağı dediniz.Türkiye özellikle yakın siyaset geçmişinde,bundan çok çekti.Farklı bir takım güçlerin yönettiği,farklı güçlerin manipule ettiği,insanların kardeşi kardeşe vurdurttuğunu çok yakından yaşadık.Çok kan döküldü.Halen de kan dökülüyor.Gönül ister ki bu konuda biraz daha bilinç oluşsun ve bir takım sorunları çözme yolunda biraz daha ilerleyelim.
Bahadır Özdener:Defne Hanım sinemanın amacı da,topluma insanlarının seyircilerinin yaşadıkları toprağa ayna tutmak.İnsan kendi gözleriyle kendini görebilme yeteneğinden yoksun.Bu yüzden de ayna diye bir şey var.Aynanın da camdan farkı arkasında ki sırrı.Aynanın arkasındaki o siyah şeye sır diye isim takmış atalarımız.Bunun da muhakkak bir sebebi vardır.Biz işte bu camın arkasına bir parça sır koyup bir parça aynayı tutup gerçeklerle acı da olsa bu gerçeklerle yüzleşip önce kendimiz,sonra bütün toplumumuz,bu toprakların ne kadar büyük topraklar,bu topraklarda yaşayan insanların ne kadar büyük,yüce gönüllü, kadirşinas,cefakar ve vefakar insanlar olduğunu göstermek meburiyetindeyiz.Nasıl ki ingilizler kendi dramalarını kendi hikayelerini anlatacaktır.Nasıl ki amerikalılar kendi yaşam tarzlarını hayata bakış açılarını anlatacaktır.Bu toprakta Anadolu’da doğmuş büyümüş bu ülkenin çayını çorbasını içmiş insanlar olarak bizler de kendi dertlerimizi kendi sıkıntılarımızı,kendi öfkelerimizi anlatacağız.Şüphesiz ki bununda yolu en etkili yollarından biri televizyondur.Televizyonu böyle hayırlı bir şeye neden vesile etmeyelim ki...Tabii ki seyredenler sadece şunu düşünmesinler.Bu bir bilgilendirme programı olmayacak.Televizyon dizisi olacak ama Kurtlar Vadisi Terör yahut Kurtlar Vadisi Güneydoğu kendi geçmişinden ruh alıp,geleceğe o eğlenceli oyunlarıyla bakmış olacak.Şüphesiz şahane karekterler olacak.
Defne Samyeli:Yeni karakterler olacak tabii ama Polat Alemdar tabii ki muhakkak var.
Bahadır Özdener:Tabii tüm bu maceranın sürükleyici karakteri Polat Alemdar olacak.Abdülhey’i Erhan’ı Memati’si Halo’su...
Defne Samyeli:Peki yanlış hatırlamıyorsam onlar Kurtlar Vadisi’nin sonunda bir işfa olmuşlardı.Gizli görev gibi olmayacak mı bu sefer?
Bahadır Özdener:Bu aleni bir görev olacak şüphesiz.Şimdi burada bize bu görevi her hangi bir merci nasıl vermiyor ise bunu nasıl bizim yüreğimiz sızlıyor ise gönüllü olarak sizin söylediğiniz üzere bu mayınlı tarlaya nasıl giriyor isek Polat Alemdar gibi süper kahramanımıza da bu yakışır bir yerde artık.
Defne Samyeli:Süper kahraman Kuzey Irak’a girdi.Orayı amerikalılara dar etti!!Bu anlamda bu yeni dizi bunun da devamı olacak mı?Filmle bağlantısı olacak mı?Amerika bir şekilde yine bu işin içinde olacak diye düşünüyorum yeni senaryonuzda,amerikanlar filmde ağırlıktaydı.Kötü adamların hepsi amerikalıydı.
Bahadır Özdener:Bu sefer kötü adamlarımızın hepsi amerikalı olmayacak.Bu ülkenin başına hakkaten kim çorap örüyorsa onlar olacak.
Defne Samyeli:Avrupa ülkeleri muhakkak girecek tabii...
Bahadır Özdener:Hakkaten bu işler çok enteresan işler.Bu ülke ilk terörün,bu topraklar terörün ilk seferinin yaşandığı topraklar.Bu topraklar ilk devlet başkanına suikastın işlendiği topraklar!!Terör mağduru topraklar.Bu topraklar ayrılıkçı terörün ilk yaşandığı topraklar.Bu topraklar 12 eylülden önce kardeşin kardeşi kırdığı,12 eylülden sonra da kardeşin kardeşi kırdığı topraklar.Şüphesiz ki salt bir düşman veya birilerini kötü ilan etmekle ömrümüz geçmeyecek.Biz nasıl filmde nasıl daha önce bir durum tespitinde bulunduysak,bu sefer de yine durum tespitinde bulunduk.
Defne Samyeli:Türk’ün Türk’ten başka dostu olacak mı dizide?
Bahadır Özdener:Şüphesiz ki var yani.Şüphesiz ki teröre karşı insanların birleştiği bir havza var.Bu geleceğin çocukları!Terörün kelime manası korku demektir.Bu korkunun da zaten bu terörün icat edilme amacı bizleri hürriyetimizden alıkoymaktır.Bu ülkede demokratikçe,özgürce ve kardeşçe yaşamakta elbet kim öncü olursa bizim kardeşimiz olacak.Şimdiden bu kadar çok soruyla karşılaşmayı açıkçası beklemiyordum.
Defne Samyeli:Bende tasarlamıyordum.Konuşma beni buraya getirdi.Elinizde gelmişsiniz terörle ilgili çalışmalarla...Ben şeyi soracaktım hangi oyuncularla kimlerle oynayacaksınız diye?Konu böyle şekillendi.
Bahadır Özdener:Siz çok iyi biliyorsunuz.Diziyle ilgili sırları asla ve asla vermiyoruz.
Defne Samyeli:Ama oyuncular bazında belki vereceğiniz bilgi vardır.Özgü Namal dizide mi mesela?
Bahadır Özdener:Hayır.Onun oynadığı Elif karakteri dizide zaten öldü.Hakkın rahmetine kavuştu maalesef!!Polat’ı tabii ki Polat’ı...
Defne Samyeli:Son bölümleri izlemediğim ortaya çıktı böylece.
Bahadır Özdener:Evet kesinlikle yakalandınız.Polat’ın tabii ki gül bahçesinde sürdürdüğü bir hayatı yoktu.Şüphesiz ki acılar içinde bir hayatı da zaman zaman vardı.Bunlardan da bir tanesi şüphesiz aşk hayatı olacak.Bu ülkenin delikanlılarının da tıpkı Polat gibi pırıl pırıl çok berrak bir aşk hayatlarının da olmadığı kesin.Dolayısıyla Polat’ta bizler gibi bizim yaşımızdaki genç delikanlılar gibi sevgili bulmakta ya da O’na gerçekten aşık olan O’nu gerçekten seven birilerini bulmakta güçlük çekecektir ama Kurtlar Vadisi’nde umut tükenir mi?Tükenmez.Muhakkak sürprizlerimiz olacak.Çok büyük hikayelerimiz olacak.Çok büyük aşk hikayelerimiz olacak.Tahmin ediyorum seyircimiz bizi çok özledi.Biz de onları çok özledik.Çok keyifli dönemler gelmiş olacak.
Defne Samyeli:Başka projeler var mı?
Bahadır Özdener:Çok şahane dizilerimiz var.Yine bir parça kafa yorduğumuz yahut sıkıntısını çektiğimiz işlere kameramızı çevirmek istiyoruz.Bunlardan bir tanesi de ismini ilk defa burada açıklayım.Ayrılık isimli dizimiz olacak.1970’lerin Türkiye’sinde Ermeni kızı Maria ile Türk genci Yunus arasında yaşanan sevdayı anlatacak.Erivan’dan Los Angeles’e kadar İstanbul’dan Sinop’tan Sydney’lere kadar uzanan bir hikaye olacak.Ayrılıkla geçen bu yıllarda Asala cinayetlerini ilk defa Türk seyircisi bir televizyon dizisin de görecek.Sanmayın ki bu da sadece karanlık bir dünyanın aldatıldığı bir dizi olacak.Bunda tarihe yine kodlarımızı dayandıracağız.Aslı ile Kerem’in aşk hikayesini 2000’li yıllara...
Defne Samyeli:Peki Türkiye Ermenistan ilişkileri nasıl etkilenecek bundan?
Bahadır Özdener:Yani çok iyi etkileneceğini zannediyorum.Yani şöyle etkileneceğini zannediyorum.Tarih bir parça herkesin kendi gerçeklerini kendi donelerini ortaya koyduğu bir bilim alanı.Muhakkak ki üstünden uzun yıllar geçmesi gerekiyor.Bu bilim alanının işlenmesi için.Tabii ki bizde bir parça tarihe notlar düşeceğiz.
Defne Samyeli:Devletin resmi söylemini mi takip edeceksiniz?
Bahadır Özdener:Devletin resmi söyleminden daha önemli şeyler var.Haksızlığa uğradığı bir durum var.
Defne Samyeli:Cevabını vermiş oldunuz.Hiç kimse bu Anadolu’da doğmuş,büyümüş insanların türk,ermeni,kürt,rum,yahudi yahut hangi dine mensupsa bu topraklarda doğmuş insanların torunlarına ve çocuklarına soykırım gibi adice ve çirkince tanımlama yapmaya hakkı yoktur.Bu dizide bu donelere değinmeden olur mu?Olmayacak süphesiz ki Ayrılık sevda hikayesi olacak.Büyük bir ayrılık hikayesi olacak.Ayrılık hem Aslı’yla Kerem arasında olacak.Hem de aynı topraklarda aynı türkülerle aynı örflerle aynı adetlerle büyüyüp de maalesef oynanan oyunlar vesilesiyle ayrılan iki insanın hikayesini anlatacak.
Defne Samyeli:Yine tartışmalı konulara gireceksiniz.Bu sene çok konuşulacaksınız.Anladığım kadarıyla...
Bahadır Özdener:Sadece bu kadar değil.Bu da yetmeyecek bir tane daha dizimiz var.O da en azından bir parça bu insanların tebessümü hak ettiğini düşünüyorum.Hayat Kavgam diye...
Defne Samyeli:Komedi demeyin şimdi...
Bahadır Özdener:Yüzde yüz komedi!
Defne Samyeli:Öyle mi?
Bahadır Özdener:İlişkiler bütününün anlatıldığı,insanoğlunun ilk kavgasından Adem ile Havva’dan bugüne kadar işte boşanma davalarına kadar işi götüren kavgaları anlatmış olacağız.Hem de farklı bir konseptte,dizimizin ilk 5 dakikasında kavgamız ortaya çıkıyor.Sonraki yarım saatinde erkek tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu,sonraki yarım saatinde de kadın tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu.
Defne Samyeli:Bakalım kadınları erkekleri nasıl kızdıracaksınız?Merakla bekleyeceğiz.Bütün bu projelerinizi hayırlı uğurlu olsun.
Bahadır Özdener:Çok teşekkür ediyorum.Çok sağolun.
Bahadır Özdener:Teşekkür ederim.
Defne Samyeli:Şimdi bizim alıştığımız Kurtlar Vadisi yani Show Tv izleyicisi ile buluşan,fanatikleri olan Kurtlar Vadisi hep devlet mafya çatışması ekseninde dönüyordu.İçinde derin devlet motifleri vardı.Bundan anladığımız kadarıyla Güneydoğu olunca Güneydoğu bir terör ekseninde olacak herhalde yeni dizi...
Bahadır Özdener:Bu sefer aynayı güneydoğuya terör konusuna döndürmüş olacağız.Bu bizim daha önce 4 sene boyunca tuttuğumuz ayna vasıtasıyla devlet mafya ilişkileri,devletin içindeki mekanizmalar,suç dünyası bir devlet görevlisinin gözüyle anlatılmıştı.Polat Alemdar’ın gözüyle anlatılmılştı.Bu sefer daha acılı daha kanayan bir yaranın içerisine doğru aynayı tutma kararı aldık.Burada da terörü işleyeceğiz.Terör konusu Türkiye’nin çok acılı bir konusu...Hepimizin yürekten hissettiği bu acıları yaşadığımız konu.Açıkçası buna kayıtsız kalamadık.Ne kadar zaman başımızı diğer taraflara çevirsekte başka hikayeler kursakta bu konu her karşımıza çıktığında haberlerde her gördüğümüzde,gazetelerde her yer aldığında yüreğimizi derinden sızlattı.Çok araştırmalar yaptık.Hem bölgede hem kitaplar vasıtasıyla hem araştırmalar vasıtasıyla çok ilginç rakamlara ulaştık.İnsan ne kadar da dışardan içeriye girse de o tabloyu bütün çarpıcılığıyla göremiyor.
Defne Samyeli:Gerçek hikayelere yer verecek misiniz?
Bahadır Özdener:Muhakkak ki Kurtlar Vadisi yeni bir konseptte olsa da bambaşka bir dünyayı terörle Türkiye’nin pençeleştiği mücadele ettiği bir dünyayı anlatsa da eski Kurtlar Vadisi gibi gerçek donelerin harman edildiği bir vadiyi izleyenlerimize sunmaya çalışacağız.
Defne Samyeli:Yani Kurtlar Vadisi Güneydoğu’da o zaman,hemen bir fikir yürütelim.Siz bize ne kadar ipucu verirsiniz bilemiyorum ama sizin kahramanlarınız arasında mutlaka asker olacak.Korucular olacak.Bölge halkı olacak.Kürtler olacak anladığım kadarıyla...Bu işlerin içine girerken gerçek olaylardan da mutlaka faydalanacaksınız done olarak.Hiç ürkmüyor musunuz?
Bahadır Özdener:Bundan ürkerek bir yere varamayacağımızı gördük,farkettik.Bu sadece güvenlik güçlerinin bir başına orada o dağlarda o şehirlerde yapayalnız bırakılarak elde edildiği bir başarı bir mücadele olmadığını düşündük.Şöyle ki bütün dünyada bunun örnekleri var.Bir millet olarak topyekun bizim kanımızı emen bu terörle mücadele etmek zorundayız.
Defne Samyeli:Siz bu anlamda kendinizi bir misyon sahibi olarak mı görüyorsunuz?
Bahadır Özdener:Biz 30’lu yaşlarındaki gençler olarak misyon değil ama sorumluluk sahibi olarak hissediyoruz kendimizi...Hepimizin yaşları aşağı yukarı bu seviyede,hepimiz bu ülkenin okullarında,bu ülkenin bize sunduğu imkanlarla büyüdük.Bir parça Kurtlar Vadisi Terör’ü,Kurtlar Vadisi Güneydoğu’yu bu borcu ödemek vasıtası olarak görüyoruz.Tıpkı diğer hazırladığımız dramalar gibi ama Kurtlar Vadisi bu anlamda çok önemli!Müsadee ederseniz 2-3 rakamla bu tabloyu çok net bir şekilde ortaya...
Defne Samyeli:Terörle ilgili mi?
Bahadır Özdener:Terörle ilgili rakamlarla nasıl bir sorumluluğun altına girdiğimiz çok net!!
Defne Samyeli:Bu rakamlar aslında konuşulmadık rakamlar değil,herkes biliyor kaç senedir teröre ne kadar kurban verdiğimizi..Benim merak ettiğim asıl ilgi duyduğum konu sizin bu anlamda 30’lu yaşlarını süren bir genç olarak kendinizi sorumluluk sahibi olarak adledip bunu kamuoyuyla paylaşıp,topyekun bir mücadele haline çevirmeye karar vermiş olmanız.Bu anlamda soracağım soru da mesela bu diziyi izleyen seyirciden beklentiniz ne topyekun terörle mücadele de izliyorlar konuyu daha iyi anlıyorlar,etkileniyorlar daha derinden yaralanıyorlar.Mesela burada kötü adam kim olacak?
Bahadır Özdener:Bizim seyircimizle harika bir empatik bağımız var.Bizim izleyicimiz 1.bölümünden son bölümüne kadar hatta akabinde bambaşka bir konsepti anlattığımız filme gösterdiği teveccühüyle,çok derdimizi anlattığımız derdi çok iyi algıladı,çok iyi yorumladı ve iyimserleştirdi.Neticede bu bir televizyon draması,bizim izleyiciden beklediğimiz şey tabii ki bize bugüne kadar gösterdiklerleri teveccühü tekrar göstermeleri ve bu miktarlarda bu oranlarda bizi seyretmeleri.Fakat burada hepimizi yani bizi kitap okumaya sevkeden insiyatif neyse bizleri haber izlemeye iten sebepler neyse bizi araştırmaya iten sebepler nedenler neyse izleyicimizde aynı nedenlerle o empatik bağı kurarak,orada yaşanan acıları,orada dönen dolapları,oynanan oyunları uluslar arası güçlerin bizi kalkındırmamak ya da daha ilerilere götürmemek için kurduğu bu kanlı oyunları çok net görebilmesi.
Defne Samyeli:Uluslar arası güçler derken şimdi sizin Kurtlar Vadisi’ne dönelim.Orada İlluminati’ye yollar çıkıyordu ya..Anladığım kadarıyla burada da uluslar arası güçler,bölgenin dengesini bozmak için çaba harcayan dinamitler gündeme gelecek.Peki bunlarla ilgili kendinizi bir mayın tarlasının içinde yürüyormuş gibi hissetmeyecek misiniz?Ne kadar doneleri kullanıyorum deseniz de bu gibi tartışmalı konularda,hem de bütün Türkiye’nin konuşacağı bu konularda,çok çok iyi araştırma yapmış olmak hatta her satırı hassasiyetle yazmış olmak gerekiyor.
Bahadır Özdener:Evet haklısınız.Bu hassasiyeti göstereceğimizden emin olabilirsiniz.Seyircimiz de emin olabilir.Bu mayınlı bir arazi.Bu mayınlı bir toprak ama toprak bizim toprağımız.Mayınlı diye de buraya sırtımızı çeviremedik.Çevirmedik de mayınlı arazide de yürümenin bir yolu var ama bu dizide şunu anlatacağız.Bu mayınları kimler satıyor?Bu dizide şunları anlatacağız.Bu silahları kimler satıyor.Bu dizide şunları anlatacağız.Bu ülkenin başına örülen bu kaçıncı çorap ve eğer biz bu dramı kardeşlik bağları ile çözemediysek,bizlerin çocukları,bu ülkenin evlatları daha ne kadar acılar çekecek.Bizim hiç birimizin kız ya da erkek evladı yok.Hiç birimiz evli değiliz.Hiç birimizin askerlik çağına gelmiş yahut başında yeller esen delikanlılara kan olarak bağımız yok ama şu bağımız da var.Biz kendimizi onların yerine koyabiliyoruz.Çekilen sıkıntıları,harcanan milyarlarca dolarları,300 milyar dolara varan rakamlardan bahsediyoruz.Yani 7 tane gap demek bu,30.000 km otoban demek,5 milyon derslik okul demek,350 tane boğaziçi köprüsü demek.Bizim derdimizde o mayın satanlara,o silah satanlara,o evlatlarımızı toprağa gömenlere,harcadığımız para demek!!!Şimdi siz bana sorun.Biz sizin evladınız için,onun güzel bir geleceği için,bu yarada bir parçacık katkımız olsun mu?
Defne Samyeli:Ne güzel herkes bu düşünceyle yola çıksa keşke.Bu işleri buna göre yapsa.Orada önemli bir şey söylediniz.Kardeşlik bağı dediniz.Türkiye özellikle yakın siyaset geçmişinde,bundan çok çekti.Farklı bir takım güçlerin yönettiği,farklı güçlerin manipule ettiği,insanların kardeşi kardeşe vurdurttuğunu çok yakından yaşadık.Çok kan döküldü.Halen de kan dökülüyor.Gönül ister ki bu konuda biraz daha bilinç oluşsun ve bir takım sorunları çözme yolunda biraz daha ilerleyelim.
Bahadır Özdener:Defne Hanım sinemanın amacı da,topluma insanlarının seyircilerinin yaşadıkları toprağa ayna tutmak.İnsan kendi gözleriyle kendini görebilme yeteneğinden yoksun.Bu yüzden de ayna diye bir şey var.Aynanın da camdan farkı arkasında ki sırrı.Aynanın arkasındaki o siyah şeye sır diye isim takmış atalarımız.Bunun da muhakkak bir sebebi vardır.Biz işte bu camın arkasına bir parça sır koyup bir parça aynayı tutup gerçeklerle acı da olsa bu gerçeklerle yüzleşip önce kendimiz,sonra bütün toplumumuz,bu toprakların ne kadar büyük topraklar,bu topraklarda yaşayan insanların ne kadar büyük,yüce gönüllü, kadirşinas,cefakar ve vefakar insanlar olduğunu göstermek meburiyetindeyiz.Nasıl ki ingilizler kendi dramalarını kendi hikayelerini anlatacaktır.Nasıl ki amerikalılar kendi yaşam tarzlarını hayata bakış açılarını anlatacaktır.Bu toprakta Anadolu’da doğmuş büyümüş bu ülkenin çayını çorbasını içmiş insanlar olarak bizler de kendi dertlerimizi kendi sıkıntılarımızı,kendi öfkelerimizi anlatacağız.Şüphesiz ki bununda yolu en etkili yollarından biri televizyondur.Televizyonu böyle hayırlı bir şeye neden vesile etmeyelim ki...Tabii ki seyredenler sadece şunu düşünmesinler.Bu bir bilgilendirme programı olmayacak.Televizyon dizisi olacak ama Kurtlar Vadisi Terör yahut Kurtlar Vadisi Güneydoğu kendi geçmişinden ruh alıp,geleceğe o eğlenceli oyunlarıyla bakmış olacak.Şüphesiz şahane karekterler olacak.
Defne Samyeli:Yeni karakterler olacak tabii ama Polat Alemdar tabii ki muhakkak var.
Bahadır Özdener:Tabii tüm bu maceranın sürükleyici karakteri Polat Alemdar olacak.Abdülhey’i Erhan’ı Memati’si Halo’su...
Defne Samyeli:Peki yanlış hatırlamıyorsam onlar Kurtlar Vadisi’nin sonunda bir işfa olmuşlardı.Gizli görev gibi olmayacak mı bu sefer?
Bahadır Özdener:Bu aleni bir görev olacak şüphesiz.Şimdi burada bize bu görevi her hangi bir merci nasıl vermiyor ise bunu nasıl bizim yüreğimiz sızlıyor ise gönüllü olarak sizin söylediğiniz üzere bu mayınlı tarlaya nasıl giriyor isek Polat Alemdar gibi süper kahramanımıza da bu yakışır bir yerde artık.
Defne Samyeli:Süper kahraman Kuzey Irak’a girdi.Orayı amerikalılara dar etti!!Bu anlamda bu yeni dizi bunun da devamı olacak mı?Filmle bağlantısı olacak mı?Amerika bir şekilde yine bu işin içinde olacak diye düşünüyorum yeni senaryonuzda,amerikanlar filmde ağırlıktaydı.Kötü adamların hepsi amerikalıydı.
Bahadır Özdener:Bu sefer kötü adamlarımızın hepsi amerikalı olmayacak.Bu ülkenin başına hakkaten kim çorap örüyorsa onlar olacak.
Defne Samyeli:Avrupa ülkeleri muhakkak girecek tabii...
Bahadır Özdener:Hakkaten bu işler çok enteresan işler.Bu ülke ilk terörün,bu topraklar terörün ilk seferinin yaşandığı topraklar.Bu topraklar ilk devlet başkanına suikastın işlendiği topraklar!!Terör mağduru topraklar.Bu topraklar ayrılıkçı terörün ilk yaşandığı topraklar.Bu topraklar 12 eylülden önce kardeşin kardeşi kırdığı,12 eylülden sonra da kardeşin kardeşi kırdığı topraklar.Şüphesiz ki salt bir düşman veya birilerini kötü ilan etmekle ömrümüz geçmeyecek.Biz nasıl filmde nasıl daha önce bir durum tespitinde bulunduysak,bu sefer de yine durum tespitinde bulunduk.
Defne Samyeli:Türk’ün Türk’ten başka dostu olacak mı dizide?
Bahadır Özdener:Şüphesiz ki var yani.Şüphesiz ki teröre karşı insanların birleştiği bir havza var.Bu geleceğin çocukları!Terörün kelime manası korku demektir.Bu korkunun da zaten bu terörün icat edilme amacı bizleri hürriyetimizden alıkoymaktır.Bu ülkede demokratikçe,özgürce ve kardeşçe yaşamakta elbet kim öncü olursa bizim kardeşimiz olacak.Şimdiden bu kadar çok soruyla karşılaşmayı açıkçası beklemiyordum.
Defne Samyeli:Bende tasarlamıyordum.Konuşma beni buraya getirdi.Elinizde gelmişsiniz terörle ilgili çalışmalarla...Ben şeyi soracaktım hangi oyuncularla kimlerle oynayacaksınız diye?Konu böyle şekillendi.
Bahadır Özdener:Siz çok iyi biliyorsunuz.Diziyle ilgili sırları asla ve asla vermiyoruz.
Defne Samyeli:Ama oyuncular bazında belki vereceğiniz bilgi vardır.Özgü Namal dizide mi mesela?
Bahadır Özdener:Hayır.Onun oynadığı Elif karakteri dizide zaten öldü.Hakkın rahmetine kavuştu maalesef!!Polat’ı tabii ki Polat’ı...
Defne Samyeli:Son bölümleri izlemediğim ortaya çıktı böylece.
Bahadır Özdener:Evet kesinlikle yakalandınız.Polat’ın tabii ki gül bahçesinde sürdürdüğü bir hayatı yoktu.Şüphesiz ki acılar içinde bir hayatı da zaman zaman vardı.Bunlardan da bir tanesi şüphesiz aşk hayatı olacak.Bu ülkenin delikanlılarının da tıpkı Polat gibi pırıl pırıl çok berrak bir aşk hayatlarının da olmadığı kesin.Dolayısıyla Polat’ta bizler gibi bizim yaşımızdaki genç delikanlılar gibi sevgili bulmakta ya da O’na gerçekten aşık olan O’nu gerçekten seven birilerini bulmakta güçlük çekecektir ama Kurtlar Vadisi’nde umut tükenir mi?Tükenmez.Muhakkak sürprizlerimiz olacak.Çok büyük hikayelerimiz olacak.Çok büyük aşk hikayelerimiz olacak.Tahmin ediyorum seyircimiz bizi çok özledi.Biz de onları çok özledik.Çok keyifli dönemler gelmiş olacak.
Defne Samyeli:Başka projeler var mı?
Bahadır Özdener:Çok şahane dizilerimiz var.Yine bir parça kafa yorduğumuz yahut sıkıntısını çektiğimiz işlere kameramızı çevirmek istiyoruz.Bunlardan bir tanesi de ismini ilk defa burada açıklayım.Ayrılık isimli dizimiz olacak.1970’lerin Türkiye’sinde Ermeni kızı Maria ile Türk genci Yunus arasında yaşanan sevdayı anlatacak.Erivan’dan Los Angeles’e kadar İstanbul’dan Sinop’tan Sydney’lere kadar uzanan bir hikaye olacak.Ayrılıkla geçen bu yıllarda Asala cinayetlerini ilk defa Türk seyircisi bir televizyon dizisin de görecek.Sanmayın ki bu da sadece karanlık bir dünyanın aldatıldığı bir dizi olacak.Bunda tarihe yine kodlarımızı dayandıracağız.Aslı ile Kerem’in aşk hikayesini 2000’li yıllara...
Defne Samyeli:Peki Türkiye Ermenistan ilişkileri nasıl etkilenecek bundan?
Bahadır Özdener:Yani çok iyi etkileneceğini zannediyorum.Yani şöyle etkileneceğini zannediyorum.Tarih bir parça herkesin kendi gerçeklerini kendi donelerini ortaya koyduğu bir bilim alanı.Muhakkak ki üstünden uzun yıllar geçmesi gerekiyor.Bu bilim alanının işlenmesi için.Tabii ki bizde bir parça tarihe notlar düşeceğiz.
Defne Samyeli:Devletin resmi söylemini mi takip edeceksiniz?
Bahadır Özdener:Devletin resmi söyleminden daha önemli şeyler var.Haksızlığa uğradığı bir durum var.
Defne Samyeli:Cevabını vermiş oldunuz.Hiç kimse bu Anadolu’da doğmuş,büyümüş insanların türk,ermeni,kürt,rum,yahudi yahut hangi dine mensupsa bu topraklarda doğmuş insanların torunlarına ve çocuklarına soykırım gibi adice ve çirkince tanımlama yapmaya hakkı yoktur.Bu dizide bu donelere değinmeden olur mu?Olmayacak süphesiz ki Ayrılık sevda hikayesi olacak.Büyük bir ayrılık hikayesi olacak.Ayrılık hem Aslı’yla Kerem arasında olacak.Hem de aynı topraklarda aynı türkülerle aynı örflerle aynı adetlerle büyüyüp de maalesef oynanan oyunlar vesilesiyle ayrılan iki insanın hikayesini anlatacak.
Defne Samyeli:Yine tartışmalı konulara gireceksiniz.Bu sene çok konuşulacaksınız.Anladığım kadarıyla...
Bahadır Özdener:Sadece bu kadar değil.Bu da yetmeyecek bir tane daha dizimiz var.O da en azından bir parça bu insanların tebessümü hak ettiğini düşünüyorum.Hayat Kavgam diye...
Defne Samyeli:Komedi demeyin şimdi...
Bahadır Özdener:Yüzde yüz komedi!
Defne Samyeli:Öyle mi?
Bahadır Özdener:İlişkiler bütününün anlatıldığı,insanoğlunun ilk kavgasından Adem ile Havva’dan bugüne kadar işte boşanma davalarına kadar işi götüren kavgaları anlatmış olacağız.Hem de farklı bir konseptte,dizimizin ilk 5 dakikasında kavgamız ortaya çıkıyor.Sonraki yarım saatinde erkek tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu,sonraki yarım saatinde de kadın tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu.
Defne Samyeli:Bakalım kadınları erkekleri nasıl kızdıracaksınız?Merakla bekleyeceğiz.Bütün bu projelerinizi hayırlı uğurlu olsun.
Bahadır Özdener:Çok teşekkür ediyorum.Çok sağolun.
Show TV - Bahadır Özdener Röportajı
Defne Samyeli:Hayırlı uğurlu olsun efendim.
Bahadır Özdener:Teşekkür ederim.
Defne Samyeli:Şimdi bizim alıştığımız Kurtlar Vadisi yani Show Tv izleyicisi ile buluşan,fanatikleri olan Kurtlar Vadisi hep devlet mafya çatışması ekseninde dönüyordu.İçinde derin devlet motifleri vardı.Bundan anladığımız kadarıyla Güneydoğu olunca Güneydoğu bir terör ekseninde olacak herhalde yeni dizi...
Bahadır Özdener:Bu sefer aynayı güneydoğuya terör konusuna döndürmüş olacağız.Bu bizim daha önce 4 sene boyunca tuttuğumuz ayna vasıtasıyla devlet mafya ilişkileri,devletin içindeki mekanizmalar,suç dünyası bir devlet görevlisinin gözüyle anlatılmıştı.Polat Alemdar’ın gözüyle anlatılmılştı.Bu sefer daha acılı daha kanayan bir yaranın içerisine doğru aynayı tutma kararı aldık.Burada da terörü işleyeceğiz.Terör konusu Türkiye’nin çok acılı bir konusu...Hepimizin yürekten hissettiği bu acıları yaşadığımız konu.Açıkçası buna kayıtsız kalamadık.Ne kadar zaman başımızı diğer taraflara çevirsekte başka hikayeler kursakta bu konu her karşımıza çıktığında haberlerde her gördüğümüzde,gazetelerde her yer aldığında yüreğimizi derinden sızlattı.Çok araştırmalar yaptık.Hem bölgede hem kitaplar vasıtasıyla hem araştırmalar vasıtasıyla çok ilginç rakamlara ulaştık.İnsan ne kadar da dışardan içeriye girse de o tabloyu bütün çarpıcılığıyla göremiyor.
Defne Samyeli:Gerçek hikayelere yer verecek misiniz?
Bahadır Özdener:Muhakkak ki Kurtlar Vadisi yeni bir konseptte olsa da bambaşka bir dünyayı terörle Türkiye’nin pençeleştiği mücadele ettiği bir dünyayı anlatsa da eski Kurtlar Vadisi gibi gerçek donelerin harman edildiği bir vadiyi izleyenlerimize sunmaya çalışacağız.
Defne Samyeli:Yani Kurtlar Vadisi Güneydoğu’da o zaman,hemen bir fikir yürütelim.Siz bize ne kadar ipucu verirsiniz bilemiyorum ama sizin kahramanlarınız arasında mutlaka asker olacak.Korucular olacak.Bölge halkı olacak.Kürtler olacak anladığım kadarıyla...Bu işlerin içine girerken gerçek olaylardan da mutlaka faydalanacaksınız done olarak.Hiç ürkmüyor musunuz?
Bahadır Özdener:Bundan ürkerek bir yere varamayacağımızı gördük,farkettik.Bu sadece güvenlik güçlerinin bir başına orada o dağlarda o şehirlerde yapayalnız bırakılarak elde edildiği bir başarı bir mücadele olmadığını düşündük.Şöyle ki bütün dünyada bunun örnekleri var.Bir millet olarak topyekun bizim kanımızı emen bu terörle mücadele etmek zorundayız.
Defne Samyeli:Siz bu anlamda kendinizi bir misyon sahibi olarak mı görüyorsunuz?
Bahadır Özdener:Biz 30’lu yaşlarındaki gençler olarak misyon değil ama sorumluluk sahibi olarak hissediyoruz kendimizi...Hepimizin yaşları aşağı yukarı bu seviyede,hepimiz bu ülkenin okullarında,bu ülkenin bize sunduğu imkanlarla büyüdük.Bir parça Kurtlar Vadisi Terör’ü,Kurtlar Vadisi Güneydoğu’yu bu borcu ödemek vasıtası olarak görüyoruz.Tıpkı diğer hazırladığımız dramalar gibi ama Kurtlar Vadisi bu anlamda çok önemli!Müsadee ederseniz 2-3 rakamla bu tabloyu çok net bir şekilde ortaya...
Defne Samyeli:Terörle ilgili mi?
Bahadır Özdener:Terörle ilgili rakamlarla nasıl bir sorumluluğun altına girdiğimiz çok net!!
Defne Samyeli:Bu rakamlar aslında konuşulmadık rakamlar değil,herkes biliyor kaç senedir teröre ne kadar kurban verdiğimizi..Benim merak ettiğim asıl ilgi duyduğum konu sizin bu anlamda 30’lu yaşlarını süren bir genç olarak kendinizi sorumluluk sahibi olarak adledip bunu kamuoyuyla paylaşıp,topyekun bir mücadele haline çevirmeye karar vermiş olmanız.Bu anlamda soracağım soru da mesela bu diziyi izleyen seyirciden beklentiniz ne topyekun terörle mücadele de izliyorlar konuyu daha iyi anlıyorlar,etkileniyorlar daha derinden yaralanıyorlar.Mesela burada kötü adam kim olacak?
Bahadır Özdener:Bizim seyircimizle harika bir empatik bağımız var.Bizim izleyicimiz 1.bölümünden son bölümüne kadar hatta akabinde bambaşka bir konsepti anlattığımız filme gösterdiği teveccühüyle,çok derdimizi anlattığımız derdi çok iyi algıladı,çok iyi yorumladı ve iyimserleştirdi.Neticede bu bir televizyon draması,bizim izleyiciden beklediğimiz şey tabii ki bize bugüne kadar gösterdiklerleri teveccühü tekrar göstermeleri ve bu miktarlarda bu oranlarda bizi seyretmeleri.Fakat burada hepimizi yani bizi kitap okumaya sevkeden insiyatif neyse bizleri haber izlemeye iten sebepler neyse bizi araştırmaya iten sebepler nedenler neyse izleyicimizde aynı nedenlerle o empatik bağı kurarak,orada yaşanan acıları,orada dönen dolapları,oynanan oyunları uluslar arası güçlerin bizi kalkındırmamak ya da daha ilerilere götürmemek için kurduğu bu kanlı oyunları çok net görebilmesi.
Defne Samyeli:Uluslar arası güçler derken şimdi sizin Kurtlar Vadisi’ne dönelim.Orada İlluminati’ye yollar çıkıyordu ya..Anladığım kadarıyla burada da uluslar arası güçler,bölgenin dengesini bozmak için çaba harcayan dinamitler gündeme gelecek.Peki bunlarla ilgili kendinizi bir mayın tarlasının içinde yürüyormuş gibi hissetmeyecek misiniz?Ne kadar doneleri kullanıyorum deseniz de bu gibi tartışmalı konularda,hem de bütün Türkiye’nin konuşacağı bu konularda,çok çok iyi araştırma yapmış olmak hatta her satırı hassasiyetle yazmış olmak gerekiyor.
Bahadır Özdener:Evet haklısınız.Bu hassasiyeti göstereceğimizden emin olabilirsiniz.Seyircimiz de emin olabilir.Bu mayınlı bir arazi.Bu mayınlı bir toprak ama toprak bizim toprağımız.Mayınlı diye de buraya sırtımızı çeviremedik.Çevirmedik de mayınlı arazide de yürümenin bir yolu var ama bu dizide şunu anlatacağız.Bu mayınları kimler satıyor?Bu dizide şunları anlatacağız.Bu silahları kimler satıyor.Bu dizide şunları anlatacağız.Bu ülkenin başına örülen bu kaçıncı çorap ve eğer biz bu dramı kardeşlik bağları ile çözemediysek,bizlerin çocukları,bu ülkenin evlatları daha ne kadar acılar çekecek.Bizim hiç birimizin kız ya da erkek evladı yok.Hiç birimiz evli değiliz.Hiç birimizin askerlik çağına gelmiş yahut başında yeller esen delikanlılara kan olarak bağımız yok ama şu bağımız da var.Biz kendimizi onların yerine koyabiliyoruz.Çekilen sıkıntıları,harcanan milyarlarca dolarları,300 milyar dolara varan rakamlardan bahsediyoruz.Yani 7 tane gap demek bu,30.000 km otoban demek,5 milyon derslik okul demek,350 tane boğaziçi köprüsü demek.Bizim derdimizde o mayın satanlara,o silah satanlara,o evlatlarımızı toprağa gömenlere,harcadığımız para demek!!!Şimdi siz bana sorun.Biz sizin evladınız için,onun güzel bir geleceği için,bu yarada bir parçacık katkımız olsun mu?
Defne Samyeli:Ne güzel herkes bu düşünceyle yola çıksa keşke.Bu işleri buna göre yapsa.Orada önemli bir şey söylediniz.Kardeşlik bağı dediniz.Türkiye özellikle yakın siyaset geçmişinde,bundan çok çekti.Farklı bir takım güçlerin yönettiği,farklı güçlerin manipule ettiği,insanların kardeşi kardeşe vurdurttuğunu çok yakından yaşadık.Çok kan döküldü.Halen de kan dökülüyor.Gönül ister ki bu konuda biraz daha bilinç oluşsun ve bir takım sorunları çözme yolunda biraz daha ilerleyelim.
Bahadır Özdener:Defne Hanım sinemanın amacı da,topluma insanlarının seyircilerinin yaşadıkları toprağa ayna tutmak.İnsan kendi gözleriyle kendini görebilme yeteneğinden yoksun.Bu yüzden de ayna diye bir şey var.Aynanın da camdan farkı arkasında ki sırrı.Aynanın arkasındaki o siyah şeye sır diye isim takmış atalarımız.Bunun da muhakkak bir sebebi vardır.Biz işte bu camın arkasına bir parça sır koyup bir parça aynayı tutup gerçeklerle acı da olsa bu gerçeklerle yüzleşip önce kendimiz,sonra bütün toplumumuz,bu toprakların ne kadar büyük topraklar,bu topraklarda yaşayan insanların ne kadar büyük,yüce gönüllü, kadirşinas,cefakar ve vefakar insanlar olduğunu göstermek meburiyetindeyiz.Nasıl ki ingilizler kendi dramalarını kendi hikayelerini anlatacaktır.Nasıl ki amerikalılar kendi yaşam tarzlarını hayata bakış açılarını anlatacaktır.Bu toprakta Anadolu’da doğmuş büyümüş bu ülkenin çayını çorbasını içmiş insanlar olarak bizler de kendi dertlerimizi kendi sıkıntılarımızı,kendi öfkelerimizi anlatacağız.Şüphesiz ki bununda yolu en etkili yollarından biri televizyondur.Televizyonu böyle hayırlı bir şeye neden vesile etmeyelim ki...Tabii ki seyredenler sadece şunu düşünmesinler.Bu bir bilgilendirme programı olmayacak.Televizyon dizisi olacak ama Kurtlar Vadisi Terör yahut Kurtlar Vadisi Güneydoğu kendi geçmişinden ruh alıp,geleceğe o eğlenceli oyunlarıyla bakmış olacak.Şüphesiz şahane karekterler olacak.
Defne Samyeli:Yeni karakterler olacak tabii ama Polat Alemdar tabii ki muhakkak var.
Bahadır Özdener:Tabii tüm bu maceranın sürükleyici karakteri Polat Alemdar olacak.Abdülhey’i Erhan’ı Memati’si Halo’su...
Defne Samyeli:Peki yanlış hatırlamıyorsam onlar Kurtlar Vadisi’nin sonunda bir işfa olmuşlardı.Gizli görev gibi olmayacak mı bu sefer?
Bahadır Özdener:Bu aleni bir görev olacak şüphesiz.Şimdi burada bize bu görevi her hangi bir merci nasıl vermiyor ise bunu nasıl bizim yüreğimiz sızlıyor ise gönüllü olarak sizin söylediğiniz üzere bu mayınlı tarlaya nasıl giriyor isek Polat Alemdar gibi süper kahramanımıza da bu yakışır bir yerde artık.
Defne Samyeli:Süper kahraman Kuzey Irak’a girdi.Orayı amerikalılara dar etti!!Bu anlamda bu yeni dizi bunun da devamı olacak mı?Filmle bağlantısı olacak mı?Amerika bir şekilde yine bu işin içinde olacak diye düşünüyorum yeni senaryonuzda,amerikanlar filmde ağırlıktaydı.Kötü adamların hepsi amerikalıydı.
Bahadır Özdener:Bu sefer kötü adamlarımızın hepsi amerikalı olmayacak.Bu ülkenin başına hakkaten kim çorap örüyorsa onlar olacak.
Defne Samyeli:Avrupa ülkeleri muhakkak girecek tabii...
Bahadır Özdener:Hakkaten bu işler çok enteresan işler.Bu ülke ilk terörün,bu topraklar terörün ilk seferinin yaşandığı topraklar.Bu topraklar ilk devlet başkanına suikastın işlendiği topraklar!!Terör mağduru topraklar.Bu topraklar ayrılıkçı terörün ilk yaşandığı topraklar.Bu topraklar 12 eylülden önce kardeşin kardeşi kırdığı,12 eylülden sonra da kardeşin kardeşi kırdığı topraklar.Şüphesiz ki salt bir düşman veya birilerini kötü ilan etmekle ömrümüz geçmeyecek.Biz nasıl filmde nasıl daha önce bir durum tespitinde bulunduysak,bu sefer de yine durum tespitinde bulunduk.
Defne Samyeli:Türk’ün Türk’ten başka dostu olacak mı dizide?
Bahadır Özdener:Şüphesiz ki var yani.Şüphesiz ki teröre karşı insanların birleştiği bir havza var.Bu geleceğin çocukları!Terörün kelime manası korku demektir.Bu korkunun da zaten bu terörün icat edilme amacı bizleri hürriyetimizden alıkoymaktır.Bu ülkede demokratikçe,özgürce ve kardeşçe yaşamakta elbet kim öncü olursa bizim kardeşimiz olacak.Şimdiden bu kadar çok soruyla karşılaşmayı açıkçası beklemiyordum.
Defne Samyeli:Bende tasarlamıyordum.Konuşma beni buraya getirdi.Elinizde gelmişsiniz terörle ilgili çalışmalarla...Ben şeyi soracaktım hangi oyuncularla kimlerle oynayacaksınız diye?Konu böyle şekillendi.
Bahadır Özdener:Siz çok iyi biliyorsunuz.Diziyle ilgili sırları asla ve asla vermiyoruz.
Defne Samyeli:Ama oyuncular bazında belki vereceğiniz bilgi vardır.Özgü Namal dizide mi mesela?
Bahadır Özdener:Hayır.Onun oynadığı Elif karakteri dizide zaten öldü.Hakkın rahmetine kavuştu maalesef!!Polat’ı tabii ki Polat’ı...
Defne Samyeli:Son bölümleri izlemediğim ortaya çıktı böylece.
Bahadır Özdener:Evet kesinlikle yakalandınız.Polat’ın tabii ki gül bahçesinde sürdürdüğü bir hayatı yoktu.Şüphesiz ki acılar içinde bir hayatı da zaman zaman vardı.Bunlardan da bir tanesi şüphesiz aşk hayatı olacak.Bu ülkenin delikanlılarının da tıpkı Polat gibi pırıl pırıl çok berrak bir aşk hayatlarının da olmadığı kesin.Dolayısıyla Polat’ta bizler gibi bizim yaşımızdaki genç delikanlılar gibi sevgili bulmakta ya da O’na gerçekten aşık olan O’nu gerçekten seven birilerini bulmakta güçlük çekecektir ama Kurtlar Vadisi’nde umut tükenir mi?Tükenmez.Muhakkak sürprizlerimiz olacak.Çok büyük hikayelerimiz olacak.Çok büyük aşk hikayelerimiz olacak.Tahmin ediyorum seyircimiz bizi çok özledi.Biz de onları çok özledik.Çok keyifli dönemler gelmiş olacak.
Defne Samyeli:Başka projeler var mı?
Bahadır Özdener:Çok şahane dizilerimiz var.Yine bir parça kafa yorduğumuz yahut sıkıntısını çektiğimiz işlere kameramızı çevirmek istiyoruz.Bunlardan bir tanesi de ismini ilk defa burada açıklayım.Ayrılık isimli dizimiz olacak.1970’lerin Türkiye’sinde Ermeni kızı Maria ile Türk genci Yunus arasında yaşanan sevdayı anlatacak.Erivan’dan Los Angeles’e kadar İstanbul’dan Sinop’tan Sydney’lere kadar uzanan bir hikaye olacak.Ayrılıkla geçen bu yıllarda Asala cinayetlerini ilk defa Türk seyircisi bir televizyon dizisin de görecek.Sanmayın ki bu da sadece karanlık bir dünyanın aldatıldığı bir dizi olacak.Bunda tarihe yine kodlarımızı dayandıracağız.Aslı ile Kerem’in aşk hikayesini 2000’li yıllara...
Defne Samyeli:Peki Türkiye Ermenistan ilişkileri nasıl etkilenecek bundan?
Bahadır Özdener:Yani çok iyi etkileneceğini zannediyorum.Yani şöyle etkileneceğini zannediyorum.Tarih bir parça herkesin kendi gerçeklerini kendi donelerini ortaya koyduğu bir bilim alanı.Muhakkak ki üstünden uzun yıllar geçmesi gerekiyor.Bu bilim alanının işlenmesi için.Tabii ki bizde bir parça tarihe notlar düşeceğiz.
Defne Samyeli:Devletin resmi söylemini mi takip edeceksiniz?
Bahadır Özdener:Devletin resmi söyleminden daha önemli şeyler var.Haksızlığa uğradığı bir durum var.
Defne Samyeli:Cevabını vermiş oldunuz.Hiç kimse bu Anadolu’da doğmuş,büyümüş insanların türk,ermeni,kürt,rum,yahudi yahut hangi dine mensupsa bu topraklarda doğmuş insanların torunlarına ve çocuklarına soykırım gibi adice ve çirkince tanımlama yapmaya hakkı yoktur.Bu dizide bu donelere değinmeden olur mu?Olmayacak süphesiz ki Ayrılık sevda hikayesi olacak.Büyük bir ayrılık hikayesi olacak.Ayrılık hem Aslı’yla Kerem arasında olacak.Hem de aynı topraklarda aynı türkülerle aynı örflerle aynı adetlerle büyüyüp de maalesef oynanan oyunlar vesilesiyle ayrılan iki insanın hikayesini anlatacak.
Defne Samyeli:Yine tartışmalı konulara gireceksiniz.Bu sene çok konuşulacaksınız.Anladığım kadarıyla...
Bahadır Özdener:Sadece bu kadar değil.Bu da yetmeyecek bir tane daha dizimiz var.O da en azından bir parça bu insanların tebessümü hak ettiğini düşünüyorum.Hayat Kavgam diye...
Defne Samyeli:Komedi demeyin şimdi...
Bahadır Özdener:Yüzde yüz komedi!
Defne Samyeli:Öyle mi?
Bahadır Özdener:İlişkiler bütününün anlatıldığı,insanoğlunun ilk kavgasından Adem ile Havva’dan bugüne kadar işte boşanma davalarına kadar işi götüren kavgaları anlatmış olacağız.Hem de farklı bir konseptte,dizimizin ilk 5 dakikasında kavgamız ortaya çıkıyor.Sonraki yarım saatinde erkek tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu,sonraki yarım saatinde de kadın tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu.
Defne Samyeli:Bakalım kadınları erkekleri nasıl kızdıracaksınız?Merakla bekleyeceğiz.Bütün bu projelerinizi hayırlı uğurlu olsun.
Bahadır Özdener:Çok teşekkür ediyorum.Çok sağolun.
Bahadır Özdener:Teşekkür ederim.
Defne Samyeli:Şimdi bizim alıştığımız Kurtlar Vadisi yani Show Tv izleyicisi ile buluşan,fanatikleri olan Kurtlar Vadisi hep devlet mafya çatışması ekseninde dönüyordu.İçinde derin devlet motifleri vardı.Bundan anladığımız kadarıyla Güneydoğu olunca Güneydoğu bir terör ekseninde olacak herhalde yeni dizi...
Bahadır Özdener:Bu sefer aynayı güneydoğuya terör konusuna döndürmüş olacağız.Bu bizim daha önce 4 sene boyunca tuttuğumuz ayna vasıtasıyla devlet mafya ilişkileri,devletin içindeki mekanizmalar,suç dünyası bir devlet görevlisinin gözüyle anlatılmıştı.Polat Alemdar’ın gözüyle anlatılmılştı.Bu sefer daha acılı daha kanayan bir yaranın içerisine doğru aynayı tutma kararı aldık.Burada da terörü işleyeceğiz.Terör konusu Türkiye’nin çok acılı bir konusu...Hepimizin yürekten hissettiği bu acıları yaşadığımız konu.Açıkçası buna kayıtsız kalamadık.Ne kadar zaman başımızı diğer taraflara çevirsekte başka hikayeler kursakta bu konu her karşımıza çıktığında haberlerde her gördüğümüzde,gazetelerde her yer aldığında yüreğimizi derinden sızlattı.Çok araştırmalar yaptık.Hem bölgede hem kitaplar vasıtasıyla hem araştırmalar vasıtasıyla çok ilginç rakamlara ulaştık.İnsan ne kadar da dışardan içeriye girse de o tabloyu bütün çarpıcılığıyla göremiyor.
Defne Samyeli:Gerçek hikayelere yer verecek misiniz?
Bahadır Özdener:Muhakkak ki Kurtlar Vadisi yeni bir konseptte olsa da bambaşka bir dünyayı terörle Türkiye’nin pençeleştiği mücadele ettiği bir dünyayı anlatsa da eski Kurtlar Vadisi gibi gerçek donelerin harman edildiği bir vadiyi izleyenlerimize sunmaya çalışacağız.
Defne Samyeli:Yani Kurtlar Vadisi Güneydoğu’da o zaman,hemen bir fikir yürütelim.Siz bize ne kadar ipucu verirsiniz bilemiyorum ama sizin kahramanlarınız arasında mutlaka asker olacak.Korucular olacak.Bölge halkı olacak.Kürtler olacak anladığım kadarıyla...Bu işlerin içine girerken gerçek olaylardan da mutlaka faydalanacaksınız done olarak.Hiç ürkmüyor musunuz?
Bahadır Özdener:Bundan ürkerek bir yere varamayacağımızı gördük,farkettik.Bu sadece güvenlik güçlerinin bir başına orada o dağlarda o şehirlerde yapayalnız bırakılarak elde edildiği bir başarı bir mücadele olmadığını düşündük.Şöyle ki bütün dünyada bunun örnekleri var.Bir millet olarak topyekun bizim kanımızı emen bu terörle mücadele etmek zorundayız.
Defne Samyeli:Siz bu anlamda kendinizi bir misyon sahibi olarak mı görüyorsunuz?
Bahadır Özdener:Biz 30’lu yaşlarındaki gençler olarak misyon değil ama sorumluluk sahibi olarak hissediyoruz kendimizi...Hepimizin yaşları aşağı yukarı bu seviyede,hepimiz bu ülkenin okullarında,bu ülkenin bize sunduğu imkanlarla büyüdük.Bir parça Kurtlar Vadisi Terör’ü,Kurtlar Vadisi Güneydoğu’yu bu borcu ödemek vasıtası olarak görüyoruz.Tıpkı diğer hazırladığımız dramalar gibi ama Kurtlar Vadisi bu anlamda çok önemli!Müsadee ederseniz 2-3 rakamla bu tabloyu çok net bir şekilde ortaya...
Defne Samyeli:Terörle ilgili mi?
Bahadır Özdener:Terörle ilgili rakamlarla nasıl bir sorumluluğun altına girdiğimiz çok net!!
Defne Samyeli:Bu rakamlar aslında konuşulmadık rakamlar değil,herkes biliyor kaç senedir teröre ne kadar kurban verdiğimizi..Benim merak ettiğim asıl ilgi duyduğum konu sizin bu anlamda 30’lu yaşlarını süren bir genç olarak kendinizi sorumluluk sahibi olarak adledip bunu kamuoyuyla paylaşıp,topyekun bir mücadele haline çevirmeye karar vermiş olmanız.Bu anlamda soracağım soru da mesela bu diziyi izleyen seyirciden beklentiniz ne topyekun terörle mücadele de izliyorlar konuyu daha iyi anlıyorlar,etkileniyorlar daha derinden yaralanıyorlar.Mesela burada kötü adam kim olacak?
Bahadır Özdener:Bizim seyircimizle harika bir empatik bağımız var.Bizim izleyicimiz 1.bölümünden son bölümüne kadar hatta akabinde bambaşka bir konsepti anlattığımız filme gösterdiği teveccühüyle,çok derdimizi anlattığımız derdi çok iyi algıladı,çok iyi yorumladı ve iyimserleştirdi.Neticede bu bir televizyon draması,bizim izleyiciden beklediğimiz şey tabii ki bize bugüne kadar gösterdiklerleri teveccühü tekrar göstermeleri ve bu miktarlarda bu oranlarda bizi seyretmeleri.Fakat burada hepimizi yani bizi kitap okumaya sevkeden insiyatif neyse bizleri haber izlemeye iten sebepler neyse bizi araştırmaya iten sebepler nedenler neyse izleyicimizde aynı nedenlerle o empatik bağı kurarak,orada yaşanan acıları,orada dönen dolapları,oynanan oyunları uluslar arası güçlerin bizi kalkındırmamak ya da daha ilerilere götürmemek için kurduğu bu kanlı oyunları çok net görebilmesi.
Defne Samyeli:Uluslar arası güçler derken şimdi sizin Kurtlar Vadisi’ne dönelim.Orada İlluminati’ye yollar çıkıyordu ya..Anladığım kadarıyla burada da uluslar arası güçler,bölgenin dengesini bozmak için çaba harcayan dinamitler gündeme gelecek.Peki bunlarla ilgili kendinizi bir mayın tarlasının içinde yürüyormuş gibi hissetmeyecek misiniz?Ne kadar doneleri kullanıyorum deseniz de bu gibi tartışmalı konularda,hem de bütün Türkiye’nin konuşacağı bu konularda,çok çok iyi araştırma yapmış olmak hatta her satırı hassasiyetle yazmış olmak gerekiyor.
Bahadır Özdener:Evet haklısınız.Bu hassasiyeti göstereceğimizden emin olabilirsiniz.Seyircimiz de emin olabilir.Bu mayınlı bir arazi.Bu mayınlı bir toprak ama toprak bizim toprağımız.Mayınlı diye de buraya sırtımızı çeviremedik.Çevirmedik de mayınlı arazide de yürümenin bir yolu var ama bu dizide şunu anlatacağız.Bu mayınları kimler satıyor?Bu dizide şunları anlatacağız.Bu silahları kimler satıyor.Bu dizide şunları anlatacağız.Bu ülkenin başına örülen bu kaçıncı çorap ve eğer biz bu dramı kardeşlik bağları ile çözemediysek,bizlerin çocukları,bu ülkenin evlatları daha ne kadar acılar çekecek.Bizim hiç birimizin kız ya da erkek evladı yok.Hiç birimiz evli değiliz.Hiç birimizin askerlik çağına gelmiş yahut başında yeller esen delikanlılara kan olarak bağımız yok ama şu bağımız da var.Biz kendimizi onların yerine koyabiliyoruz.Çekilen sıkıntıları,harcanan milyarlarca dolarları,300 milyar dolara varan rakamlardan bahsediyoruz.Yani 7 tane gap demek bu,30.000 km otoban demek,5 milyon derslik okul demek,350 tane boğaziçi köprüsü demek.Bizim derdimizde o mayın satanlara,o silah satanlara,o evlatlarımızı toprağa gömenlere,harcadığımız para demek!!!Şimdi siz bana sorun.Biz sizin evladınız için,onun güzel bir geleceği için,bu yarada bir parçacık katkımız olsun mu?
Defne Samyeli:Ne güzel herkes bu düşünceyle yola çıksa keşke.Bu işleri buna göre yapsa.Orada önemli bir şey söylediniz.Kardeşlik bağı dediniz.Türkiye özellikle yakın siyaset geçmişinde,bundan çok çekti.Farklı bir takım güçlerin yönettiği,farklı güçlerin manipule ettiği,insanların kardeşi kardeşe vurdurttuğunu çok yakından yaşadık.Çok kan döküldü.Halen de kan dökülüyor.Gönül ister ki bu konuda biraz daha bilinç oluşsun ve bir takım sorunları çözme yolunda biraz daha ilerleyelim.
Bahadır Özdener:Defne Hanım sinemanın amacı da,topluma insanlarının seyircilerinin yaşadıkları toprağa ayna tutmak.İnsan kendi gözleriyle kendini görebilme yeteneğinden yoksun.Bu yüzden de ayna diye bir şey var.Aynanın da camdan farkı arkasında ki sırrı.Aynanın arkasındaki o siyah şeye sır diye isim takmış atalarımız.Bunun da muhakkak bir sebebi vardır.Biz işte bu camın arkasına bir parça sır koyup bir parça aynayı tutup gerçeklerle acı da olsa bu gerçeklerle yüzleşip önce kendimiz,sonra bütün toplumumuz,bu toprakların ne kadar büyük topraklar,bu topraklarda yaşayan insanların ne kadar büyük,yüce gönüllü, kadirşinas,cefakar ve vefakar insanlar olduğunu göstermek meburiyetindeyiz.Nasıl ki ingilizler kendi dramalarını kendi hikayelerini anlatacaktır.Nasıl ki amerikalılar kendi yaşam tarzlarını hayata bakış açılarını anlatacaktır.Bu toprakta Anadolu’da doğmuş büyümüş bu ülkenin çayını çorbasını içmiş insanlar olarak bizler de kendi dertlerimizi kendi sıkıntılarımızı,kendi öfkelerimizi anlatacağız.Şüphesiz ki bununda yolu en etkili yollarından biri televizyondur.Televizyonu böyle hayırlı bir şeye neden vesile etmeyelim ki...Tabii ki seyredenler sadece şunu düşünmesinler.Bu bir bilgilendirme programı olmayacak.Televizyon dizisi olacak ama Kurtlar Vadisi Terör yahut Kurtlar Vadisi Güneydoğu kendi geçmişinden ruh alıp,geleceğe o eğlenceli oyunlarıyla bakmış olacak.Şüphesiz şahane karekterler olacak.
Defne Samyeli:Yeni karakterler olacak tabii ama Polat Alemdar tabii ki muhakkak var.
Bahadır Özdener:Tabii tüm bu maceranın sürükleyici karakteri Polat Alemdar olacak.Abdülhey’i Erhan’ı Memati’si Halo’su...
Defne Samyeli:Peki yanlış hatırlamıyorsam onlar Kurtlar Vadisi’nin sonunda bir işfa olmuşlardı.Gizli görev gibi olmayacak mı bu sefer?
Bahadır Özdener:Bu aleni bir görev olacak şüphesiz.Şimdi burada bize bu görevi her hangi bir merci nasıl vermiyor ise bunu nasıl bizim yüreğimiz sızlıyor ise gönüllü olarak sizin söylediğiniz üzere bu mayınlı tarlaya nasıl giriyor isek Polat Alemdar gibi süper kahramanımıza da bu yakışır bir yerde artık.
Defne Samyeli:Süper kahraman Kuzey Irak’a girdi.Orayı amerikalılara dar etti!!Bu anlamda bu yeni dizi bunun da devamı olacak mı?Filmle bağlantısı olacak mı?Amerika bir şekilde yine bu işin içinde olacak diye düşünüyorum yeni senaryonuzda,amerikanlar filmde ağırlıktaydı.Kötü adamların hepsi amerikalıydı.
Bahadır Özdener:Bu sefer kötü adamlarımızın hepsi amerikalı olmayacak.Bu ülkenin başına hakkaten kim çorap örüyorsa onlar olacak.
Defne Samyeli:Avrupa ülkeleri muhakkak girecek tabii...
Bahadır Özdener:Hakkaten bu işler çok enteresan işler.Bu ülke ilk terörün,bu topraklar terörün ilk seferinin yaşandığı topraklar.Bu topraklar ilk devlet başkanına suikastın işlendiği topraklar!!Terör mağduru topraklar.Bu topraklar ayrılıkçı terörün ilk yaşandığı topraklar.Bu topraklar 12 eylülden önce kardeşin kardeşi kırdığı,12 eylülden sonra da kardeşin kardeşi kırdığı topraklar.Şüphesiz ki salt bir düşman veya birilerini kötü ilan etmekle ömrümüz geçmeyecek.Biz nasıl filmde nasıl daha önce bir durum tespitinde bulunduysak,bu sefer de yine durum tespitinde bulunduk.
Defne Samyeli:Türk’ün Türk’ten başka dostu olacak mı dizide?
Bahadır Özdener:Şüphesiz ki var yani.Şüphesiz ki teröre karşı insanların birleştiği bir havza var.Bu geleceğin çocukları!Terörün kelime manası korku demektir.Bu korkunun da zaten bu terörün icat edilme amacı bizleri hürriyetimizden alıkoymaktır.Bu ülkede demokratikçe,özgürce ve kardeşçe yaşamakta elbet kim öncü olursa bizim kardeşimiz olacak.Şimdiden bu kadar çok soruyla karşılaşmayı açıkçası beklemiyordum.
Defne Samyeli:Bende tasarlamıyordum.Konuşma beni buraya getirdi.Elinizde gelmişsiniz terörle ilgili çalışmalarla...Ben şeyi soracaktım hangi oyuncularla kimlerle oynayacaksınız diye?Konu böyle şekillendi.
Bahadır Özdener:Siz çok iyi biliyorsunuz.Diziyle ilgili sırları asla ve asla vermiyoruz.
Defne Samyeli:Ama oyuncular bazında belki vereceğiniz bilgi vardır.Özgü Namal dizide mi mesela?
Bahadır Özdener:Hayır.Onun oynadığı Elif karakteri dizide zaten öldü.Hakkın rahmetine kavuştu maalesef!!Polat’ı tabii ki Polat’ı...
Defne Samyeli:Son bölümleri izlemediğim ortaya çıktı böylece.
Bahadır Özdener:Evet kesinlikle yakalandınız.Polat’ın tabii ki gül bahçesinde sürdürdüğü bir hayatı yoktu.Şüphesiz ki acılar içinde bir hayatı da zaman zaman vardı.Bunlardan da bir tanesi şüphesiz aşk hayatı olacak.Bu ülkenin delikanlılarının da tıpkı Polat gibi pırıl pırıl çok berrak bir aşk hayatlarının da olmadığı kesin.Dolayısıyla Polat’ta bizler gibi bizim yaşımızdaki genç delikanlılar gibi sevgili bulmakta ya da O’na gerçekten aşık olan O’nu gerçekten seven birilerini bulmakta güçlük çekecektir ama Kurtlar Vadisi’nde umut tükenir mi?Tükenmez.Muhakkak sürprizlerimiz olacak.Çok büyük hikayelerimiz olacak.Çok büyük aşk hikayelerimiz olacak.Tahmin ediyorum seyircimiz bizi çok özledi.Biz de onları çok özledik.Çok keyifli dönemler gelmiş olacak.
Defne Samyeli:Başka projeler var mı?
Bahadır Özdener:Çok şahane dizilerimiz var.Yine bir parça kafa yorduğumuz yahut sıkıntısını çektiğimiz işlere kameramızı çevirmek istiyoruz.Bunlardan bir tanesi de ismini ilk defa burada açıklayım.Ayrılık isimli dizimiz olacak.1970’lerin Türkiye’sinde Ermeni kızı Maria ile Türk genci Yunus arasında yaşanan sevdayı anlatacak.Erivan’dan Los Angeles’e kadar İstanbul’dan Sinop’tan Sydney’lere kadar uzanan bir hikaye olacak.Ayrılıkla geçen bu yıllarda Asala cinayetlerini ilk defa Türk seyircisi bir televizyon dizisin de görecek.Sanmayın ki bu da sadece karanlık bir dünyanın aldatıldığı bir dizi olacak.Bunda tarihe yine kodlarımızı dayandıracağız.Aslı ile Kerem’in aşk hikayesini 2000’li yıllara...
Defne Samyeli:Peki Türkiye Ermenistan ilişkileri nasıl etkilenecek bundan?
Bahadır Özdener:Yani çok iyi etkileneceğini zannediyorum.Yani şöyle etkileneceğini zannediyorum.Tarih bir parça herkesin kendi gerçeklerini kendi donelerini ortaya koyduğu bir bilim alanı.Muhakkak ki üstünden uzun yıllar geçmesi gerekiyor.Bu bilim alanının işlenmesi için.Tabii ki bizde bir parça tarihe notlar düşeceğiz.
Defne Samyeli:Devletin resmi söylemini mi takip edeceksiniz?
Bahadır Özdener:Devletin resmi söyleminden daha önemli şeyler var.Haksızlığa uğradığı bir durum var.
Defne Samyeli:Cevabını vermiş oldunuz.Hiç kimse bu Anadolu’da doğmuş,büyümüş insanların türk,ermeni,kürt,rum,yahudi yahut hangi dine mensupsa bu topraklarda doğmuş insanların torunlarına ve çocuklarına soykırım gibi adice ve çirkince tanımlama yapmaya hakkı yoktur.Bu dizide bu donelere değinmeden olur mu?Olmayacak süphesiz ki Ayrılık sevda hikayesi olacak.Büyük bir ayrılık hikayesi olacak.Ayrılık hem Aslı’yla Kerem arasında olacak.Hem de aynı topraklarda aynı türkülerle aynı örflerle aynı adetlerle büyüyüp de maalesef oynanan oyunlar vesilesiyle ayrılan iki insanın hikayesini anlatacak.
Defne Samyeli:Yine tartışmalı konulara gireceksiniz.Bu sene çok konuşulacaksınız.Anladığım kadarıyla...
Bahadır Özdener:Sadece bu kadar değil.Bu da yetmeyecek bir tane daha dizimiz var.O da en azından bir parça bu insanların tebessümü hak ettiğini düşünüyorum.Hayat Kavgam diye...
Defne Samyeli:Komedi demeyin şimdi...
Bahadır Özdener:Yüzde yüz komedi!
Defne Samyeli:Öyle mi?
Bahadır Özdener:İlişkiler bütününün anlatıldığı,insanoğlunun ilk kavgasından Adem ile Havva’dan bugüne kadar işte boşanma davalarına kadar işi götüren kavgaları anlatmış olacağız.Hem de farklı bir konseptte,dizimizin ilk 5 dakikasında kavgamız ortaya çıkıyor.Sonraki yarım saatinde erkek tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu,sonraki yarım saatinde de kadın tarafından dinleyeceğiz ne kadar haklı olduğunu.
Defne Samyeli:Bakalım kadınları erkekleri nasıl kızdıracaksınız?Merakla bekleyeceğiz.Bütün bu projelerinizi hayırlı uğurlu olsun.
Bahadır Özdener:Çok teşekkür ediyorum.Çok sağolun.
01 Ocak 2007
Kurtlar Vadisi Devletin İçinde!
Kurtlar Vadisi, devletin resmi yazışmalarına da girdiği ortaya çıktı. MİT adına, Alaattin Çakıcı için savcılığa gönderilen yazıda, olaya adı karışan MİT'çi Kozinoğlu'nun, "Kurtlar Vadisi dizisiyle bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik suikast ihbarını" soruşturduğu belirtildi
08/01/2005
Yeraltı dünyasının "puslu olaylarım" anlatan "Kurtlar Vadisi", yayınlandığı ilk günden itibaren Türk halkının yoğun ilgisini çekti, reyting rekorları kırdı. Her ne kadar, "karakterler ve olaylar hayal ürünüdür" uyarısıyla başlasa da, dizinin gerçek hayattan uyarlandığı söylendi durdu. Örneğin, "Çakır" Alaattin Çakıcı'ydı. "Cerrahpaşalı Kardeşler" de Nuri ve Vedat Ergin... Çakıcı ile Nuri-Vedat Ergin kardeşler arasındaki sürtüşme, Kurtlar Vadisi'nin her yeni bölümüyle ısındı. Tarafları karşı karşıya getiren süreç dizideki kareketlerle ilgili huzurlukla baş gösterdi. Ergin kardeşler, dizide uyuşturucu satışı yapan, adam öldüren, eli kanlı Cerrahpaşalı Kardeşler olarak tanımlanmaktan rahatsız oldular.
Racona aykırı
İddiaya göre, bir başka tepki de Çakıcı'dan geldi. Dizide Çakır karekteriyle özdeşleştirilen Alaattin Çakıcı, kahramanın bir bölümde Kurtlar Konseyi'nin kararıyla tombalacının elini öpmesinden hoşlanmadı. Yaptığı açıklamada söz konusu dizinin gençleri olumsuz etkilediğini ve gerçek hayatta kimsenin elini öpmediğini söyledi. Çünkü 'el öpme' racona aykırı bir durumdu.
Bir başka bölümde Çakır'ın, Cerrahpaşalı Kardeşler'den birini iple boğarak öldürmesi ortamı iyice gerdi. Ergin kardeşler avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, dizinin yönetmeni Osman Sınav ile görüştüklerini belirtti. Bu görüşmenin ardından, Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır, kurşunlara hedef olarak öldü.
Ergin kardeşler, bu "ani ölümün" kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştiğini açıkladı. Hal böyle olunca, Çakır'ın "temsil ettiği" Alaattin Çakıcı da harekete geçti. Böylece, diziyi resmen MİT raporlarına geçiren olaylar zinciri başladı. Cumhurbaşkanlığı'na 12 Mart 2004'te gönderilen imzasız bir ihbar mektubunda Ergin kardeşlerin devletin üst düzey bir yetkilisine suikast düzenleyeceği iddia ediliyordu. Cumhurbaşkanlığı, mektubu MİT'e gönderdi.
Çakıcı mektubu
MİT de soruşturma başlattı. En sonunda mektubu, Çakıcı'nın gönderdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine Ergin Kardeşler, adlarını kullanarak sahte mektup yazdığı iddiasıyla Çakıcı hakkında iftira iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dosya yetkisizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Dizideki Çakır'ın öldürülmesinin karşı hamlesi gibi görülen bu olay ise, Çakıcı'nın Yargıtay nezdindeki karar erteletme girişimleri ve hemen sonrasındaki firarıyla çakışınca boyut değiştirdi. Böylece Kurtlar Vadisi, resmi kayıtlara geçti. MİT Müsteşarlığı Hukuk Müşaviri Başyardımcısı Kemal Yardımsever, Çakıcı'nın firarına adı karışan MİT Dış İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu'yla ilgili olarak 15 Haziran 2004 tarihinde İstanbul DGM'ye bir yazı gönderdi.
Diziyle bağlantılı
Yazıda şöyle deniyordu: "Kurtlar Vadisi adlı televizyon dizisi ile bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik olarak 12 Mart 2004 tarihinde bir makama yapılan ve teşkilatımıza intikal ettirilen suikast ihbarı üzerine, konunun tahkiki için Kaşif Kozinoğlu görevlendirilmiş olup, ilgi yazıda belirtilen görüşmeler söz konusu tahkikata ilişkin olarak gerçekleştirilmiştir. Birkaç gün içinde sonuçlandırılan tahkikat neticesinde, söz konusu ihbarı yapan şahsın Alattin Çakıcı olduğuna dair bilgi ve değerlendirme ilgili makama sunulmuştur. Kozinoğlu teşkilatımız emrinde görev yapmaktadır. 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 29'uncu maddesi; 'Görevin gizliliği ve devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanık olarak dinlenebilmesi, MİT Müsteşarı'nın iznine bağlıdır' hükmünü içerir. Savcılık talebi, anılan madde hükmü kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir."
Suikast ihbarı
Alaattin Çakıcı'nın cezasının onaylanmaması için müteahhit Hakkı Süha Şen'le birlikte Yargıtay'la bağlantı kurmaya çalışmakla suçlanan Kozinoğlu da, 16 Haziran 2004'te İstanbul DGM'ye giderek ifade verdi. Konuyla ilgili araştırma yapmak amacıyla Çakıcı'ya yakın olan Hakkı Süha Şen ile irtibat kurduğunu anlatan Kozinoğlu, şunları anlattı:
Bilgi istedim
"Üst düzey bir makama suikast yapılacağına dair imzasız bir mektubun o makama gelmesi üzerine bu konunun araştırılması görevi bana verildi. Hakkı Süha Şen'i uzun yıllardır tanırım. Alattin Çakıcı ile tanıştığını da öğrendim. İhbar mektubu ile ilgili olarak Çakıcı'da bilgi olduğunu düşünerek araştırma başlattım. Ancak Çakıcı ile doğrudan bağlantı kurmadım. Ayrıca Çakıcı'yı hayatımda hiç görmedim. Hakkı Süha Şen ile yaptığım telefon görüşmelerinin amacı Çakıcı'dan bilgi alıp bana getirmesidir. Bu bilgi tamamen suikastle ilgili ihbar mektubunun aydınlatılmasına yöneliktir."
Haber Kaynak: Vatan Gazetesi
08/01/2005
Yeraltı dünyasının "puslu olaylarım" anlatan "Kurtlar Vadisi", yayınlandığı ilk günden itibaren Türk halkının yoğun ilgisini çekti, reyting rekorları kırdı. Her ne kadar, "karakterler ve olaylar hayal ürünüdür" uyarısıyla başlasa da, dizinin gerçek hayattan uyarlandığı söylendi durdu. Örneğin, "Çakır" Alaattin Çakıcı'ydı. "Cerrahpaşalı Kardeşler" de Nuri ve Vedat Ergin... Çakıcı ile Nuri-Vedat Ergin kardeşler arasındaki sürtüşme, Kurtlar Vadisi'nin her yeni bölümüyle ısındı. Tarafları karşı karşıya getiren süreç dizideki kareketlerle ilgili huzurlukla baş gösterdi. Ergin kardeşler, dizide uyuşturucu satışı yapan, adam öldüren, eli kanlı Cerrahpaşalı Kardeşler olarak tanımlanmaktan rahatsız oldular.
Racona aykırı
İddiaya göre, bir başka tepki de Çakıcı'dan geldi. Dizide Çakır karekteriyle özdeşleştirilen Alaattin Çakıcı, kahramanın bir bölümde Kurtlar Konseyi'nin kararıyla tombalacının elini öpmesinden hoşlanmadı. Yaptığı açıklamada söz konusu dizinin gençleri olumsuz etkilediğini ve gerçek hayatta kimsenin elini öpmediğini söyledi. Çünkü 'el öpme' racona aykırı bir durumdu.
Bir başka bölümde Çakır'ın, Cerrahpaşalı Kardeşler'den birini iple boğarak öldürmesi ortamı iyice gerdi. Ergin kardeşler avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, dizinin yönetmeni Osman Sınav ile görüştüklerini belirtti. Bu görüşmenin ardından, Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır, kurşunlara hedef olarak öldü.
Ergin kardeşler, bu "ani ölümün" kendi istekleri doğrultusunda gerçekleştiğini açıkladı. Hal böyle olunca, Çakır'ın "temsil ettiği" Alaattin Çakıcı da harekete geçti. Böylece, diziyi resmen MİT raporlarına geçiren olaylar zinciri başladı. Cumhurbaşkanlığı'na 12 Mart 2004'te gönderilen imzasız bir ihbar mektubunda Ergin kardeşlerin devletin üst düzey bir yetkilisine suikast düzenleyeceği iddia ediliyordu. Cumhurbaşkanlığı, mektubu MİT'e gönderdi.
Çakıcı mektubu
MİT de soruşturma başlattı. En sonunda mektubu, Çakıcı'nın gönderdiği ortaya çıktı. Bunun üzerine Ergin Kardeşler, adlarını kullanarak sahte mektup yazdığı iddiasıyla Çakıcı hakkında iftira iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dosya yetkisizlik kararıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Dizideki Çakır'ın öldürülmesinin karşı hamlesi gibi görülen bu olay ise, Çakıcı'nın Yargıtay nezdindeki karar erteletme girişimleri ve hemen sonrasındaki firarıyla çakışınca boyut değiştirdi. Böylece Kurtlar Vadisi, resmi kayıtlara geçti. MİT Müsteşarlığı Hukuk Müşaviri Başyardımcısı Kemal Yardımsever, Çakıcı'nın firarına adı karışan MİT Dış İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu'yla ilgili olarak 15 Haziran 2004 tarihinde İstanbul DGM'ye bir yazı gönderdi.
Diziyle bağlantılı
Yazıda şöyle deniyordu: "Kurtlar Vadisi adlı televizyon dizisi ile bağlantılı ve devletin önemli şahsiyetlerine yönelik olarak 12 Mart 2004 tarihinde bir makama yapılan ve teşkilatımıza intikal ettirilen suikast ihbarı üzerine, konunun tahkiki için Kaşif Kozinoğlu görevlendirilmiş olup, ilgi yazıda belirtilen görüşmeler söz konusu tahkikata ilişkin olarak gerçekleştirilmiştir. Birkaç gün içinde sonuçlandırılan tahkikat neticesinde, söz konusu ihbarı yapan şahsın Alattin Çakıcı olduğuna dair bilgi ve değerlendirme ilgili makama sunulmuştur. Kozinoğlu teşkilatımız emrinde görev yapmaktadır. 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 29'uncu maddesi; 'Görevin gizliliği ve devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanık olarak dinlenebilmesi, MİT Müsteşarı'nın iznine bağlıdır' hükmünü içerir. Savcılık talebi, anılan madde hükmü kapsamı içerisinde değerlendirilmektedir."
Suikast ihbarı
Alaattin Çakıcı'nın cezasının onaylanmaması için müteahhit Hakkı Süha Şen'le birlikte Yargıtay'la bağlantı kurmaya çalışmakla suçlanan Kozinoğlu da, 16 Haziran 2004'te İstanbul DGM'ye giderek ifade verdi. Konuyla ilgili araştırma yapmak amacıyla Çakıcı'ya yakın olan Hakkı Süha Şen ile irtibat kurduğunu anlatan Kozinoğlu, şunları anlattı:
Bilgi istedim
"Üst düzey bir makama suikast yapılacağına dair imzasız bir mektubun o makama gelmesi üzerine bu konunun araştırılması görevi bana verildi. Hakkı Süha Şen'i uzun yıllardır tanırım. Alattin Çakıcı ile tanıştığını da öğrendim. İhbar mektubu ile ilgili olarak Çakıcı'da bilgi olduğunu düşünerek araştırma başlattım. Ancak Çakıcı ile doğrudan bağlantı kurmadım. Ayrıca Çakıcı'yı hayatımda hiç görmedim. Hakkı Süha Şen ile yaptığım telefon görüşmelerinin amacı Çakıcı'dan bilgi alıp bana getirmesidir. Bu bilgi tamamen suikastle ilgili ihbar mektubunun aydınlatılmasına yöneliktir."
Haber Kaynak: Vatan Gazetesi
Kurtlar Vadisi Show Tv'de
Kurtlar vadisinin Şubat ayında Show tv de başlayacak olan bölümlerinin konu terör.
Türkiye üzerinde oynanan terör oyunlarının ortasında kalan Polat Alemdar Terör dosyasını açacak.
TERÖR VE GERÇEKLER
7 tane GAP
Türkiye’nin dış borcunun 2,5 katı
30 km otoban (Mevcut otoban uzunluğunun 2 katı)
5 milyon derslik okul (mevcut derslik sayısının 12 katı)
350 tane Boğaz Köprüsü
Türkiye’nin 83 yıllık sağlık gideri
75 tane Atatürk Barajı
Türkiye üzerinde oynanan terör oyunlarının ortasında kalan Polat Alemdar Terör dosyasını açacak.
TERÖR VE GERÇEKLER
- Türkiye, son 22 yılda 46 bin terör eylemine sahne oldu.
- 1984’ten beri terör nedeniyle 36.628 vatandaşımız öldü. Kayıplardan 508’i çocuktu.
- Yaklaşık 5 milyon vatandaşımız terör nedeniyle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı.
- 1984’ten bugüne 5 cumhurbaşkanı, 8 başbakan, 7 Genelkurmay Başkanı görev yaptı.
- Resmi rakamlara göre terör eylemlerinin Türkiye’ye doğrudan maliyeti 100 milyar ABD Doları’ndan fazla. Dolaylı maliyetlerle birlikte zararımız 300 milyar doları buluyor.
7 tane GAP
Türkiye’nin dış borcunun 2,5 katı
30 km otoban (Mevcut otoban uzunluğunun 2 katı)
5 milyon derslik okul (mevcut derslik sayısının 12 katı)
350 tane Boğaz Köprüsü
Türkiye’nin 83 yıllık sağlık gideri
75 tane Atatürk Barajı